İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Ver mehteri ver!

Sağlıkta büyük devrim yaptıklarını belirtip, hastalara aylar bulan randevular veren hastanelerle dolu İstanbul’dan kaçıp, geldiğim Ardahan’da sıra bulup, yaptırdığım dişlerimin ağrısı ile uyandığım yatakta açtığım televizyon da haber kanallarını aramaya başladım.

Sağlıkta büyük devrim yaptıklarını belirtip, hastalara aylar bulan randevular veren hastanelerle dolu İstanbul’dan kaçıp, geldiğim Ardahan’da sıra bulup, yaptırdığım dişlerimin ağrısı ile uyandığım yatakta açtığım televizyon da haber kanallarını aramaya başladım.
Elimde ki kumanda ile önce çok sevdiğim belgesel kanallarını dolaşıp, ardından sabahın ilk ışıkları ile döndüğüm haber kanaları arasında dolaşırken 16 yıldır iktidarda bulunan hükümetin havuz medyasının amiral ve enformasyon kanalı olan A TV’de durdum.
TRT gibi havuza atılmadan önce birlikte çalıştığı gazeteler arasında bulunan Akşam, Habertürk gibi ulusal gazetelerde yazarken tanıdığım Erkan Tan’ın sunduğu haberleri izlerken zaten ağıran dişlerimi iyiden iyiye sıkıp, elimde ki kumandayı televizyonun ekranına fırlatmamak için kendimi zor tuttuğumu fark ettim.
CHP’liler başta olmak üzere HDP’lilerin izlemediklerini belirtip, taraftarlarının da izlememesi için kampanya başlattığı bu kanalı kapatmamak için kendimi zor tutarken ekrandaki sözde gazeteci Erkan Tan’ın sunduğu kıytırıktan her haberinin ardından, ‘Ver Mehteri ver’ diye bağırıp, bir gazeteciye yakışmayan tavırlarla hükümetin emireri misali hareketlerini büyük bir işkence ile izleyip, sinirimden gülerken Hitler'in propaganda bakanı Goebbels’i hatırladım. Erdoğan’ın seçim sürecinde ağzına almadığı, hatta listelere koyduğu birçok vekil adayının Fetocu olduğu ileri sürüldüğüne yönelik eleştirilere cevap vermeyip, terörist diye eleştirmekten kaçındığı Feto’ya yaptığı övgüleri ile tanıdığım bu şahsın havuz medyasının amiral kanalı olduğu ileri sürülen kanalda haber verirken muhalefet liderlerine yönelik yaptığı eleştirilerin de kendisi kadar kötüydü. Evet, son 16 yıldır birçok şeyin yerle bir olduğu gibi gazetecilik mesleğinin saygınlığını da yerle bir olduğu ülkemde mantar gibi ortaya çıkıp, sözde gazeteci olanların başında gelenlerin sunucu, araştırmacı, yorumcu olduğunu gördüğümüz bol mehterli ekranları izlerken gazeteci olanların gazeteci olmaktan utandığını koltuk altlarımda damlayan terden anlıyor ve ‘Ver Mehteri Ver’ diye böğüren birine, ‘Ha sttir’ diyerek kanal değiştirdiğimi ve Hitleri anlatan belgeseli aradığımı anlıyordum.

Aydın Doğan’ı eleştirenler nerede?
Zamanın Başbakanlarından Mesut Yılmaz’ı cebine elini koyduğu aşortmanla karşılayan Aydın Doğan’ın gazete ve televizyonlarını da aldırıp, havuza atan iktidarın Erkan Tan’larla seçmenin olduğu gibi toplumun beynini yıkayan yayınlardan memnun olduğu şu günlerde Aydın Doğan ve ona benzer gazete patronlarına demediklerini bırakmayanların nerede olduğunu merak ettim.
Çünkü gazete bayisine gitmeyip, bir gazete almayan ama ‘Satılık Basın’ diye bağıranların bir hayli çok olduğu ülkemde dün gazetelerinde çıkan küçük eleştirili bir haber hemen kızıp, Aydın Doğan’a demediklerini bırakmayanların Tan ve ona benzerlerini gazeteci adı altında ekranlara gazetelere çıkaran patronlara bir şey demediğini hatırladım. Evet, gelenin gideni arattığı ülkemde her gelene paşam diyen bir toplumun Tan’lı kanallarda aldığı mehterle coştuğu şu günlerde dün Doğan’a demediklerini bırakmayanların da bugün ortalıkta olmadıkları gibi başta Cumhuriyet, Yurt olmak üzere muhalif gazete ve tv’leri de takip edip, izlemediklerini de son tiraj ve reytinglerde görmekteyiz. Çünkü Erkan Tan’lı A Haber kanallarının başta Halk, Ziraat, Vakıf Bank ve Bakanlıklar olmak üzere bol kepçeli devletin reklamları ile borularını öttürdüğü şu günlerde 80 milyonu geçen ülkenin nüfusunun 4 milyonu ancak gazete aldığını görmekteyiz. Yani bir milyonuna yakını Spor ve At Yarışı gazetesi, 500 bini magazin gazetesi olmak üzere 4 Milyona yakın gazetenin alınıp, okunduğu görülen tiraj ve reyting grafiklerine baktığımızda toplumun aldığı mehter marşı ile coşup, bol kılıçlı ve gözyaşlı dizileri izlemeyi, Erkan Tan’lı ekranların sahiplerine bir şey dememeyi tercih ettiğini de anlıyoruz.
Sonuç olarak sosyal medyada başını kaldırıp, havanın yağmurlu olduğunu bile fark edemeyen bir okur, izleyici kitlesinin olduğu ülkemde, ‘Ver Mehteri Ver’ diye böğürenlerin gazeteci, onları böğürtenlerin hükümetten ihale alan müteahhit gazete patronları olduğunu da fark edip, göremezken 24 Haziran dahil önümüzü nasıl göreceğimiz de     meçhul bir durumda..