Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Ramazan ayında Mescid-i Aksa'ya girişlere sınırlama getirme niyetine güçlü bir tepki gösterdi. Bakanlık, bu eylemi "İsrail'in saldırganlık politikalarının bir yansıması" olarak değerlendirdi ve uluslararası toplumu acil bir şekilde müdahale etmeye çağırdı. Açıklamada, İsrail'in getirdiği kısıtlamaların Filistinlilerin ibadet özgürlüğünü ciddi bir şekilde tehdit ettiğine dikkat çekildi. Ayrıca, bu adımların Mescid-i Aksa'nın statüsünü değiştirme girişimlerinin bir parçası olduğu ifade edildi.
İsrail'in Kısıtlama Planları
İsrail’in Kanal 12 televizyonunun haberine göre, bu karar, İsrail Savunma Bakanlığı, İç İstihbarat Servisi (Şin-Bet), polis ve Hapishaneler İdaresi arasında yapılan istişareler sonucu alındı. Alınan tavsiye kararına göre, Ramazan ayı boyunca Mescid-i Aksa’da cuma namazına katılacak kişi sayısı 10 bin ile sınırlı tutulacak. Bu durum, Filistinlilerin toplu ibadet yapma imkanlarını kısıtlayarak, ibadet özgürlüklerine müdahale edileceği anlamına geliyor. İsrail hükümetinin, bu yasaklamaya ilişkin nihai kararını önümüzdeki günlerde vermesi bekleniyor. Kısıtlamalar, Ramazan'ın manevi atmosferinde, Filistin halkı için büyük bir olumsuzluk yaratıyor.
Uluslararası Toplumun Rolü
Filistin Dışişleri Bakanlığı, bu kısıtlamaların Mescid-i Aksa’nın zamansal ve mekânsal bölünmesine yol açma ihtimaline de dikkati çekti. Bakanlık, uluslararası toplumu bu tür ihlallere karşı sivil müdahale yapmaya davet etti. Filistin halkının ibadet özgürlüğünün korunması ve aynı zamanda Mescid-i Aksa'nın tarihi ve dini kimliğinin teslim edilmesi gerektiği vurgulandı. Özellikle Ramazan döneminde dinî özgürlüklerin ihlali, İslam dünyası açısından kabul edilemez bir durum olarak değerlendiriliyor. Filistin Dışişleri, bu nedenle uluslararası hukukun ihlal edildiğine ve bu durumun müslümanların haklı taleplerine yanıt vermek için acilen müdahale edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.