Yıllar süren belirsizlik ve pandeminin getirdiği duraklama döneminin ardından, kruvaziyer turizmi Türkiye’de adeta yeniden doğuyor. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, 2025 yılı sonunda 2 milyonun üzerinde kruvaziyer turistin ülkemize geleceğini öngördüklerini açıkladı. Bu tahminin gerçekleşmesi durumunda, 2013’teki 2,2 milyonluk rekor sayıya çok yaklaşılacak, hatta geçilecek.
Kruvaziyer turizmi, sadece deniz aşırı tatil anlamına gelmiyor. Bu sektör, liman şehirlerinde ticareti canlandırıyor, otel doluluklarını artırıyor, yerel restoranlardan hediyelik eşya mağazalarına kadar birçok sektöre canlılık getiriyor. Özellikle İstanbul’un ana kalkış limanı haline gelmesi, Türkiye'nin kruvaziyer liginde oyun değiştirici rol oynamasına neden oluyor.
galataport, türkiye’yi kruvaziyer liginde yukarı taşıyor
Kuşkusuz bu yükselişte Galataport İstanbul kilit bir rol üstleniyor. Bağlıkaya’ya göre İstanbul’dan başlayan turlar, turistin sadece bir limanda durup ayrılmasından öteye geçiyor. Yolcular artık İstanbul’da konaklıyor, alışveriş yapıyor ve şehri keşfediyor. Bu da sadece deniz turizmini değil, aynı zamanda şehrin tamamını etkileyen bir ekonomik hareketlilik sağlıyor.
İstanbul Havalimanı’nın bölgesel bir ulaşım üssü haline gelmesi de, Galataport’un sunduğu avantajları ikiye katlıyor. Çünkü denizle hava ulaşımının birleşmesi, Türkiye’yi sadece bir durak değil, başlangıç noktası haline getiriyor.
kruvaziyer rotalarına ege ve akdeniz limanları damga vuruyor
Sadece İstanbul değil; Kuşadası, İzmir ve Bodrum da kruvaziyer hatlarında dikkat çeken limanlar arasında yer alıyor. Son yıllarda bu limanlara yapılan yatırımlar, uluslararası kruvaziyer firmalarının dikkatini çekmiş durumda. Doğu Akdeniz’in merkezinde yer alan Türkiye, artık sadece uğrak bir liman değil, ana rotaların kalbinde konumlanıyor.
MSC Cruises Türkiye Ülke Müdürü Işın Hekimoğlu, Türkiye’yi sadece bir turistik destinasyon değil, Doğu Akdeniz’in kalbi olarak gördüklerini ifade ediyor. Özellikle yıl boyunca kesintisiz düzenlenen seferler, Türkiye’den kalkış yapan gemi turlarını hem yabancı hem de yerli turistler için cazip hale getiriyor.
kruvaziyer turist profili değişiyor: gençleşen yolcular, farklı talepler
Bağlıkaya’nın dikkat çektiği bir diğer önemli nokta ise değişen kruvaziyer turist profili. Artık sadece emeklilik çağındaki yolcular değil, genç yetişkinler ve orta yaşlı tatilciler de bu deneyimi tercih ediyor. Bu da daha dinamik, deneyim odaklı, etkinliklerle zenginleştirilmiş bir kruvaziyer anlayışını beraberinde getiriyor.
Bu değişimin doğru analiz edilmesi gerektiğini vurgulayan Bağlıkaya, İstanbul’da bir kruvaziyer zirvesi düzenlenmesinin, yeni stratejilerin belirlenmesinde önemli bir adım olacağını söylüyor. Ayrıca kruvaziyer turizminin sadece denizle sınırlı kalmaması, sağlık, kongre ve etkinlik turizmiyle entegre çalışması gerektiğini de belirtiyor.
türkiye, sadece bir destinasyon değil; artık bir başlangıç noktası
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verilerine göre, 2025’in ilk yedi ayında Türkiye’ye 675 kruvaziyer gemisi ile 1 milyon 58 binden fazla yolcu geldi. Bu sayı, geçtiğimiz yıla göre %19’luk bir artışa işaret ediyor. Bu artış, yalnızca istatistiklerde değil, sahada da kendini hissettiriyor: otellerde doluluk oranları artıyor, esnaf daha fazla turist ağırlıyor, şehir ekonomisi canlanıyor.
Kruvaziyer turizmi artık Türkiye’nin yan hikayesi değil, ana aktörlerinden biri. MSC gibi dev firmaların önümüzdeki yıllarda sefer sayılarını artırma planı, bu büyümenin sürdürülebilir olduğunu gösteriyor.
sektör stratejik büyüme için yeni adımlar bekliyor
Bu ivmenin korunması için ise sektör temsilcileri stratejik adımların atılmasını istiyor. Liman altyapılarının güçlendirilmesi, destinasyonların çeşitlendirilmesi ve hizmet kalitesinin artırılması öncelikli konular arasında yer alıyor. Ayrıca turist profiline uygun özelleştirilmiş deneyimlerin geliştirilmesi, genç ve orta yaşlı kitlelerin ilgisini sürdürülebilir kılmak açısından kritik önem taşıyor.
TÜRSAB, kruvaziyer turizmini destekleyen yatırımların artması gerektiğini savunurken, aynı zamanda turizm gelirlerinin çeşitlendirilmesi ve ülke geneline yayılması için bu segmentin stratejik olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor.