İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Röportaj ABD’nin Nijerya ile ilgili planı ne?

ABD’nin Nijerya ile ilgili planı ne?

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Nijerya’daki Hristiyanlara ilişkin saldırılar hakkında askeri müdahale yapılacağına dair açıklamalarını değerlendiren Akademisyen Muhammed Mazhar Şahin, “ABD’nin Nijerya’ya dair uzun vadeli planı, doğrudan askeri müdahale değil; enerji, güvenlik ve maden politikalarını yönlendirme üzerine kurulu. Nijerya’nın kuzeyinde petrol, doğalgaz ve uranyum rezervleri, orta bölgelerinde ise kobalt ve nadir elementler bulunuyor. Bu kaynaklar hem ABD’nin endüstriyel rekabetinde hem de savunma teknolojilerinde kritik öneme sahip.” dedi.

MUHABİR: Gökhan Erek

GÖKHAN EREK / ÖZEL HABER

ABD Başkanı Donald Trump, Nijerya’daki Hristiyanlara yönelik saldırıların devam etmesi halinde ülkeye askeri müdahalede bulunabileceğini söyledi. Ancak Nijerya’da bir Müslüman ve Hristiyan çatışmasından ziyade asıl meselenin çoban ve çiftçi anlaşmazlığından çıktığı göz ardı ediliyor. Göçebe çobanlar, Müslüman halktan oluşurken; çiftçilerin büyük bir kısmı yerli ve Hristiyanlardan oluşmakta. Çiftçiler, göçebe çobanların yerleşimci olmasını istemiyor ve bu durum da zamanla büyüyen çatışmalara ve çeteleşmelere dönüştü. Katar Lusail Üniversitesi Öğretim Görevlisi Muhammed Mazhar Şahin ise Trump’ın, Nijerya’ya askeri müdahale açıklaması, ABD’nin Nijerya Planı ve Gazze için aynı hassasiyeti göstermeyen Trump yönetiminin, Nijerya söz konusu olunca sergilediği tutumun nedenlerini Yeni Birlik Gazetesi’ne yorumladı.

Akademisyen Muhammed Mazhar Şahin

“SİYASİ BASKI VE NÜFUZ OLUŞTURMA STRATEJİSİ”

Trump’ın Nijerya açıklamasının, görünürde “Dini Azınlıkları Koruma” gerekçesine dayansa da esasen ABD’nin Afrika’daki jeopolitik etkisini yeniden tesis etme girişimi olarak okunabileceğini vurgulayan Akademisyen Muhammed Mazhar Şahin, “Nijerya, hem Batı Afrika’nın en güçlü ekonomisi hem de stratejik enerji ve maden kaynaklarına sahip bir ülke. Bu tür açıklamalar, genellikle doğrudan müdahaleye hazırlık değil, siyasi baskı ve nüfuz oluşturma stratejisidir.” şeklinde konuştu. 

“ÇİN’İN ARTAN ETKİSİNE KARŞI BİR UYARI NİTELİĞİNDE”

Akademisyen Şahin, Trump yönetiminin, “Hristiyanlara yönelik zulüm” temasını iç politikada evanjelik tabanı konsolide etmek için sıkça kullandığını hatırlatarak, “Bu açıklama da hem iç politikada dini duygulara hitap eden bir mesaj, hem de Afrika’da Çin’in artan etkisine karşı bir uyarı niteliğindedir.” ifadesini kullandı.

ABD’NİN UZUN VADELİ NİJERYA PLANI NE?

ABD’nin, Nijerya’ya dair uzun vadeli planının, doğrudan askeri müdahale değil; enerji, güvenlik ve maden politikalarını yönlendirme üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Akademisyen Şahin, şunları kaydetti, “Nijerya’nın kuzeyinde petrol, doğalgaz ve uranyum rezervleri, orta bölgelerinde ise kobalt ve nadir elementler bulunuyor. Bu kaynaklar hem ABD’nin endüstriyel rekabetinde hem de savunma teknolojilerinde kritik öneme sahip. ABD, bu zenginlikleri doğrudan kontrol etmek yerine, genellikle askeri eğitim, güvenlik anlaşmaları ve insani yardım programları aracılığıyla etkisini artırmayı hedefler.”

“AMAÇ KONTROLLÜ İSTİKRARSIZLIK”

Şahin, ABD’nin amacının, Nijerya’da istikrar değil, kontrollü bir istikrarsızlık olduğuna dikkat çekip, “Ne tamamen çöksün ne de tamamen bağımsızlaşsın.” dedi.

“DOĞAL KAYNAKLARA ERİŞİM İÇİN MEŞRUİYET ZEMİNİ YARATIYOR”    

Trump’ın, Nijerya ile ilgili resmî söyleminin “barış, insan hakları, demokrasi” üzerine kurulu olsa da pratikte çıkar merkezli bir müdahale politikası izlendiğini aktaran Şahin, sözlerini şu şekilde sürdürdü, “ABD’nin geçmişte Irak, Libya, Afganistan veya Kongo örneklerinde uyguladığı model, “İnsan Hakları” retoriğiyle kaynakların yeniden paylaşımı oldu. Nijerya örneğinde de “İnsani Kriz” söylemi, doğal kaynaklara erişim ve stratejik nüfuz için bir meşruiyet zemini yaratıyor. Yani mesele aslında, barışın kimin çıkarına olacağı meselesi.”

“GAZZE’DEKİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE SESSİZ KALAN TRUMP…”

Şahin, Gazze’deki insan hakları ihlallerine sessiz kalan Trump yönetiminin, Nijerya’da “Hristiyanlara yönelik saldırılar” konusunda gösterdiği hassasiyetin, seçici bir vicdan politikasının göstergesi olduğunu belirterek, “Gazze’deki mağdurlar Müslüman, Nijerya’dakiler Hristiyan. Dolayısıyla mesele insani değil, kimliksel ve ideolojik bir çerçevede ele alınıyor.” ifadelerine yer verdi.

“DİNİ DEĞİL SİYASİ BİR ARAÇ HALİNE GELİYOR”

Trump yönetiminin, özellikle ABD’deki evanjelik Hristiyan seçmen kitlesine sürekli “dünya Hristiyanlarını koruyan lider” imajını sunmak istediğini hatırlatarak sözlerini şu şekilde sonlandırdı, “Bu nedenle Nijerya’daki mesele, dini değil siyasi bir araç hâline geliyor. Gazze’de “sessizlik”, İsrail lobisine bağlı bir politik tercihti; Nijerya’da “hassasiyet” evanjelik seçmene verilmiş bir mesajdır.”