Gökhan Erek / Özel Haber
İşgalci İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Filistin halkına karşı soykırımlarını sürdürüyor. İşgalci İsrail’in, hiçbir hukuk kuralı tanımadan gerçekleştirdiği saldırılara Türkiye ve dünyadan tepkiler gelmeye devam ediyor. 9–28 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda, Filistin sorununa kalıcı bir çözüm bulunması ve devam eden soykırımın sona erdirilmesi için atılacak adımların öne çıkan başlıklar arasında yer alması bekleniyor.
“BM GENEL KURULU’NA MUHTEMELEN FİLİSTİN MESELESİ DAMGA VURACAK”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da geçtiğimiz günlerde Çin ziyareti sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bazı Avrupa ülkelerinin de aralarında bulunduğu birçok ülke, BM Genel Kurulu’nda Filistin'i devlet olarak tanımaya hazırlanıyor. Bu yıl BM Genel Kurulu’na muhtemelen Filistin Meselesi damga vuracak.” ifadelerine yer vermişti. Mardin Artuklu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü ve Exeter Üniversitesi İslam ve Arap Çalışmaları Enstitüsü Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Rakipoğlu da BM’de Filistin Meselesi’nin çözümünde yaşanacak veya yaşanılabilecek gelişmelere dair Yeni Birlik Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulundu.
“HÜKÜMETLERİN KENDİ KAMUOYUNA MESAJ VERME VE İMAJ YENİLEME ÇABASI”
Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanıma yönünde attığı adımların, ilk bakışta Filistin davasına diplomatik destek gibi görünse de pratikte sınırlı bir etkisi olduğunu vurgulayan Dr. Rakipoğlu, “Fransa, İngiltere gibi ülkeler Filistin'i tanıma kararı alsa bile, İsrail’e yönelik herhangi bir yaptırım ya da cezai mekanizma uygulanmıyor. Bu kararlar daha çok hükümetlerin kendi kamuoyuna mesaj verme ve imaj yenileme çabası olarak öne çıkıyor.” ifadelerine yer verdi.
“POLİTİK ATMOSFERİ HAREKETLENDİREBİLİR”
Ayrıca tanınan siyasi yapının “Filistin Devleti” değil, Filistin Yönetimi olduğunu vurgulayan Dr. Rakipoğlu, şunları kaydetti, “Mevcut Filistin Yönetimi halkın tamamını temsil eden bir egemen devlet değil. Dolayısıyla bu adımlar, sembolik bir değer taşırken; sahadaki güç dengelerini değiştirmiyor. Ancak yine de BM Genel Kurulu’nda konunun daha fazla gündem olması açısından politik atmosferi hareketlendirebilir.”

“TUTUM DEĞİŞTİRMESİ OLASI GÖRÜNMÜYOR”
Dr. Rakipoğlu, İsrail’in mevcut koşullarda tutum değiştirmesinin olası görünmediğini belirterek, “Çünkü uluslararası tanıma süreci sahadaki askeri ve siyasi realiteyi değiştirmiyor.” ifadesine yer verdi.
İSRAİL’E KARŞI HANGİ ADIMLAR ATILABİLİR?
İsrail’in, BM’de daha fazla baskı altına girse de yaptırım uygulanmadığı sürece politikasını değiştirmek için bir sebep hissetmediğini anımsatan Dr. Rakipoğlu, “Buna karşın BM Genel Kurulu, “Barış İçin Birlik” çerçevesinde İsrail’e karşı bazı adımlar atabilir. Örneğin, İsrail’in BM’deki delegasyonunun temsil hakkının sınırlandırılması veya ekonomik-siyasi yaptırımlar gündeme getirilebilir. Yine de bu tür adımların uygulanabilmesi için küresel güçler arasında güçlü bir siyasi irade gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.
“BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ DESTEK BULSA DA…"
Dr. Rakipoğlu, Filistin’in bağımsızlık mücadelesinin, uluslararası destek bulsa da bölgedeki askeri denge ve işgal politikalarının gerçek anlamda çözümü zorlaştırdığını da sözlerine ekledi.