İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Röportaj Beşiktaş’ta yeni sezonun sessiz lideri mi geliyor? Kartal Kayra Yılmaz her şeyi anlattı

Beşiktaş’ta yeni sezonun sessiz lideri mi geliyor? Kartal Kayra Yılmaz her şeyi anlattı

Beşiktaş altyapısından yetişip A takıma yükselen genç orta saha oyuncusu Kartal Kayra Yılmaz, Avusturya kampında Aslıhan Akdağ'a özel açıklamalarda bulundu. Yılmaz, hem sahadaki rolünü hem de gelecek planlarını samimiyetle paylaştı: “Dikine oynamayı seven, top kaybı yapmayan, takım oyununa sadık bir futbolcuyum.”

RÖPORTAJ: Aslıhan Akdağ

Beşiktaş’ın Özkaynaktan yükselen yıldızı Kartal Kayra Yılmaz, Avusturya’daki hazırlık kampında YeniBirlik okurları için sorularımızı yanıtladı.

Futbola nasıl başladın?

İstanbul’da babam ile bir halı sahada futbol oynarken, bir hocanın beni keşfetmesi ile başladım. Bu yolculukta beni en çok motive eden kısım ailemdi. Her zaman, her noktada hep yanımda oldular. 

Beşiktaş’ın Özkaynağında yetişen ve bu isimle yükselen bir yıldız olmak nasıl bir duygu ve sana neler kattı?

Türkiye’nin en büyük camiasında futbola başlamak çok mutluluk verici, adımın Kartal olduğunu söylememe gerek yok sanırım, ailem de Beşiktaşlı. Doğduğumdan beri bu renklerin altında büyüdüm, Beşiktaş’ta futbola başlayıp o günden, bugünlere gelmek hep hayallerimizin arasındaydı. Beşiktaş gibi büyük bir camiada futbolcu olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. 

A Takıma yükseldiğin ilk günü bize nasıl anlatırsın? 

 (Gözlerinin içi parlayarak başlıyor anlatmaya) Tabi ki hatırlıyorum, özellikle ilk sözleşme imzalayacağım günü hiç unutamıyorum, evde ailemle birlikte vakit geçirirken bir telefon ile aldım haberi, o anın sevinci ve heyecanı sanırım hiçbir kelime ile tarif edilemez. İlk, annem ve babam ile paylaştım, inanılmaz sevindiğimiz bir gündü. 

Peki ya Beşiktaş forması ile ilk maçına çıktığın günü nasıl tarif edersin?

Altınordu maçıydı, Beşiktaş Stadyumu’nda hazırlık karşılaşmasıydı. İnanılmaz karmaşık duygular içerisindeydim, o andan bir iki ay önce takımıma tribünden destek veren bir taraftarken, sahada futbolcu olarak var olmak çok özel bir andı. 

Hayatımda asla unutamayacağım bir gündü. 

Takım içinde sana en çok destek olan isim kimdi? 

Tek tek isim vermeyeceğim ama o zamandan bu zamana hala kadroda olan futbolcular var, bizim takımda herkes genç oyunculara yardımcı olmaya çalışıyor. Abilerimiz de gençken onlardan önceki büyükleri onlara destek oluyorlarmış.

 Nesilden nesile gençlere fırsat tanıyan ve destek olan bir takım burası. 

Kulüp geneline baktığımızda hem hoca, hem teknik ekip hem de yönetim herkes senden çok umutlu ve çok güzel bahsediyor, bununla ilgili neler hissediyorsun? 

Böyle bir hocanın öğrencisi olmak çok gurur verici. Futbol tarihinde geçmişten yaşım yetmese de başarılarını biliyorum. Onların bu şekilde güzel sözler söylemesi tabi ki bizi çok motive ediyor ve gurur veriyor. 

Ole Gunnar Solskjaer hocanın senin için yaptığı, ‘Paul Scholes’ benzetmesi sana neler hissettirdi?

Hoca ile daha önce konuşmamızda da kamp içerisinde de bu benzetmeyi yapmıştı. Açıkçası benim bildiğim bir şeydi ama sosyal medya üzerinden görünce mutlu oldum.

Sosyal medyada gördüklerin ya da okudukların seni olumlu ya da olumsuz etkileyebiliyor mu?

Sosyal medyayı çok fazla takip etmiyorum. Ama bir şekilde önüme çıktığı zaman çok etkilenmemeye çalışıyorum. Genel olarak dış dünyaya kapalı bir insanım. Tabi ki eleştirilere her zaman açığım ama her maç sonrası acaba bugün bana ne söylendi diye özellikle takip etmiyorum. 

Sevgili Kartal, beş sene öncesine geri dönme imkanın olsa neleri farklı yapardın? 

Kesinlikle daha çok çalışmak isterdim. Belki o zaman ki bazı tercihlerimi daha farklı yapardım, ama tabi ki belki farklı yapacağım tercihlerde bugün burada olmamı sağlayamazdı. Bu çok kritik bir soru nasıl cevaplayabilirim emin olamadım. Yineliyorum daha çok çalışırdım. 

Kendini nasıl bir oyuncu olarak tanımlıyorsun?

Orta sahada basit top kayıpları yapmayan, sürekli dikine oynamayı seven, takım arkadaşlarına yardım etmeyi seven, çalışkan, tam bir görev adamı diyebilirim. 


Güçlü yönlerin nelerdir?

Kolay topu kaybetmeyen, pas yüzdesi yüksek olan bir oyuncuyum. Bu geçmişten gelen bir yetenek, dört beş senedir de aktif oynadığım için daha çok tecrübe kazandığımı düşünüyorum. 

Kiralık olarak farklı takımlarda da oynadın, o dönemler sana nasıl katkı sağladı, gelişimin için en çok nelere dikkat ettin?

Her futbolcunun en çok dikkat etmesi gereken şey kesinlikle aktif oynamak. Oynama kriteri özellikle genç oyuncular için çok önemli. Her oyuncu oynadığı zaman mutlu olur, bu futbolda böyledir. Ümraniye zamanlarıma bakarsak eğer, Recep hoca ile birlikte kısa bir süre geçirdim, daha sonra tekrardan bir iki dönem oynama fırsatı buldum. Benim için aslında çok iyi geçti çünkü, oynaya oynaya bazı eksikliklerimi saha da hocalarım desteği ile birlikte bunları giderdiğimi düşünüyorum. 

Son iki sezondur da Kayserispor’da ligde oynadım, farklı hocalar ile çalıştım. Her bir hocadan farklı bir şey kapıyoruz, her birinin farklı bir sistemi var. Tabi ki bunlar oyuncuya pozitif anlamda etki ediyor. Özellikle son iki senedir çok güzel sezon geçirdim. 

Farklı farklı antrenörler ile çalışmak sana performansın açısından katkı sağlıyor mu, yoksa kendi seviyeni yukarılara çekmek için çalıştığın özel bir antrenörün var mı? 

Takımın hocası ne söylerse onu yapmak zorundayız, bende dediğim gibi birçok hoca ile çalıştım bu pozitif anlamda etkiliyor. Bazen oyun içinde istediğin gibi olmuyor bazen de oluyor, ama ikisini de öğrenmek zorundayız. Sonuçta yarın çalışacağımız hocanın kim olacağının bilmiyoruz. Bu pozitif anlamda etkiliyor. 

Büyük isimlerle yan yana oynamak senin gibi genç oyunculara nasıl katkı sağlıyor?

Nitekim bu da yeni bir hoca ile çalışmak gibi denilebilir. Onlardan da birçok şey öğreniyoruz. Saha da onların senden çok daha iyi bildiği şeyler olabiliyor, belki de genç olarak bizlerin onlardan daha iyi yaptığı bir şeyler olabiliyor, ama dediğim gibi onları izleyerek ve onlarla beraber sahada oynayarak onların geçmişte edindiği tecrübeleri kopyalayarak kendini pozitif anlamda geliştirmen için çok yardımcı oluyor. 

‘Kartal Kayra Yılmaz’ dediğimizde herkesin gözlerinin içi gülüyor, bu seni ileriye dönük heyecanlandırıyor mu? Yoksa strese mi sokuyor? 

Kesinlikle strese sokmuyor, çok heyecanlandırıyor. Hedefim tabi ki burada oynamak, Beşiktaş camiasında büyük Beşiktaş taraftarına layık olabilmek. Ama işte tabii Kartal Kayra Yılmaz dendiğinde benimde hayallerim arasında bir gün Avrupa’da oynamak olduğu için, ülkemi en iyi şekilde temsil edebilirsem bu benim için çok gurur verici bir şey olur. 

Orta sahada oynamak fiziksel olduğu kadar zihinsel olarak da zor, maçlara nasıl hazırlanıyorsun?

Özel olarak yaptığım bir şey yok. 

Saha içerisinde örnek aldığın isim var mı? 

Geçmişte olsa bir sürü isim sayabilirdim ama günümüzde futbol izlemeyi çok seviyorum. Bütün turnuvaları takip ediyorum. Kendi pozisyonumda oynayan herkesten bir şeyler almaya çalışıyorum. 

Gelecek hayallerin nelerdir? 

Daha önceki röportajlarımda da dile getirdim. Öncelikli hedefim Beşiktaş Kulübü, bu camiada oynamak benim için çok gurur verici. Çocukluğumdan beri en büyük hayalimdi Beşiktaş. Eğer ki bir gün Beşiktaş ile yollarımız ayrılacaksa tabi ki o gün Avrupa’da oynamayı çok isterim. Avrupa’da da İspanya’da Barcelona’da oynamayı çok isterim. 

Milli Takım’da oynamak istiyor musun?

Milli takımda oynamak istiyorum. Henüz iki senedir Süper Lig’de oynuyorum, Milli takım süreklilik ve performans üzerine seçilebileceğim bir takım, bu sene takımda oynayacağım maçlar ve göstereceğim performansımdan sonra Milli Takıma davet edilmeyi hedefliyorum. 

Milli Takım’da Beşiktaş’lı futbolcuların dezavantajı var mı sence?

Ben bir dezavantaj olduğunu düşünmüyorum ön yargı ile bakılmamalı bu duruma, tamamen oyuncuların performanslı ile alakalı bir durum olduğunu düşünüyorum. Bizler kendi takımlarımızda iyiysek Milli Takım’da da iyi olabiliriz. Ve ben bu sene Milli Takım’da mutlaka olacağım buna inanıyorum. 

Beşiktaş’ın genç oyunculara verdiği önemi nasıl değerlendirirsin? 

Yıllardır görüyoruz, birçok abimiz, arkadaşımız ve kardeşimiz Beşiktaş alt yapısından yetişti. Şu an da Avrupa’da oynayanlarda var, ligde oynayanlar da var. Daha alt yapısından gençlere çok değer veren bir kulüp, yıllar sonra da böyle olmaya devam edecektir. Necip abi bile bu kulübün alt yapısından yetişti, hala burada forma giyiyor ve bu kulübün efsanelerinden biri. Ben, Ege, Terzi bizlerde alt yapıdan yetişerek geldik, bizlere çok değer veriyorlar. 


Alt yapıdan birlikte geldiğin arkadaşlarının ismini verdin ama A takıma baktığımızda takım içi arkadaşlıklarınız nasıl? 

Ben üç dört senedir takımda değilim, sadece sezon başlarında vardım. Şu ana kadar ki gözlemim arkadaşlık konusunda çok umut verici. Herkes birbiri ile vakit geçirmeyi çok seviyor. Yemeklerde, dışarıda, antrenman olmayan vakitlerde de sürekli biz hep beraberiz. Ben arkadaşlık konusunda çok mutluyum. 

Büyük Beşiktaş taraftarı ile ilişkin nasıl?

Beşiktaş taraftarını çok seviyorum. Henüz taraftarla aramda özel bir bağ oluşmadı ama zamanla beni daha çok tanıyacaklar ve o harika bağı kuracağız. 

Özkaynak’tan A takıma çıkmak için emek harcayan gençlere ne tavsiye vermek istersin? 

Futbolcu olmak hiç kolay değil, hayatınızda birçok zorluk ile karşılaşacaksınız. Hem kendi yaşadıklarımdan hem de arkadaşlarımın edindiği tecrübelerden yola çıkarak söyleyeceğim tek şey ‘hiç bir zaman olumsuzluklara takılı kalmayın, sadece çok çalışın’ demek istiyorum. 

Beşiktaş’lı taraftarlara neler söylemek istersin? 

Kampta bile inanılmaz şekilde bizleri destekliyorlar, lütfen bu takıma inanıp güvensinler. Bizim tek hedefimiz şampiyonluk bunu da sizlerin desteği ile başarabiliriz. Desteğinizi bizden esirgemeyin. 

Son olarak seni her daim destekleyen ve çok seven ailene neler söylemek istersin? 

Öncelikle çok teşekkür etmek istiyorum. Onların her zaman yanımda olmalarını istiyorum, hiçbir zaman ayrılmayı hayal dahi edemiyorum. Onları çok seviyorum. İyi ki varlar. 

***

-En beğendiğin futbolcu?

Rodri

-En zorlandığın rakibin?

Fred

-Maç günü rutinin?

Spesifik bir rutinim yok. 

-Saha ya çıkmadan dinlediğin şarkı?

Standart bir şarkım yok

-Futbol dışındaki yapmaktan keyif aldığın şeyler?

Ailemle, arkadaşlarımla vakit geçirmek, bilgisayar oyunu oynamak. 

En sevdiğin renk?

Siyah Beyaz 

En sevdiğin yemek?

Tavuk

Olmaktan en mutlu olduğun yer?

Beşiktaş Kulübü

***

Not:

Bu kıymetli röportaj için öncelikle Beşiktaş iletişim ekibine ve bana değerli vaktini ayıran Kartal’a çok teşekkür ederim. Sevgili Kartal umarım hayallerinin ötesinde bir başarı elde edersin ve bizde gururlanarak başarılarını yazmaya devam ederiz.