Gökhan Erek / Özel Haber
Hamas Yönetimi ve işgalci İsrail arasında Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde gerçekleştirilen Barış Zirvesi ile 7 Ekim 2023’ten bu yana süren savaşta ateşkes sürecine girildi. ABD Başkanı Donald Trump’ın “Gazze’de savaş bitti” mesajının akabinde ise Filistin Resmi Haber Ajansı WAFA'da yer alan haberde işgalci İsrail askerlerinin, Gazze kentindeki evlerine dönmeye çalışan 3 Filistinliyi öldürdüğü duyuruldu. Ateşkes sürecine girilen ortamda soykırımcı İsrail’in gerçekleştirdiği saldırı, akıllara işgalci Netanyahu’nun kalıcı barışa engel olmaya devam edeceği fikrini getirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammed Demirel de Gazze’de kalıcı barış, İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu ile eski Savunma Bakanı Yoav Gollant’ın soykırım suçlarından dolayı yargılanması ve Gazze’nin yeniden inşa ve ihya çalışmalarında İsrail’in savaş tazminatı ödemesi hakkında Yeni Birlik Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulundu.
“ATEŞKES ANLAŞMASININ İÇERİĞİ KONUSUNDA NET BİLGİ PAYLAŞILMADI”
Doç. Dr. Muhammed Demirel, Hamas Yönetimi ve işgalci İsrail arasında ateşkes imzalandığı için savaşın bittiği, en azından bitmesi gerektiğinin söylenebileceğini belirterek, şunları kaydetti, “Savaşın bitmesi bağlamında ateşkesin oldukça önemli olduğu belirtilmelidir. Ancak ateşkes anlaşmasının içeriği konusunda net bir ifade kullanmak doğru olmaz. Zira anlaşmanın içeriği konusunda medyada bazı paylaşımlar yapılsa da bu konuda henüz kamuoyu ile tam anlamıyla bir paylaşım yapılmış değil. Ancak Trump’ın plana Hamas'ın uymaması halinde “Netanyahu'ya yapması gerekeni yapması için ABD'nin tam destek vereceğini” birkaç kez tekrar ettiğini, bu çerçevede anlaşma ile ilgili Hamas’ın anlaşmaya yanaşmaması ya da uymaması halinde ne olacağını biliyoruz.”

PLANA UYMAZSA HANGİ YAPTIRIMLARLA KARŞILAŞACAK?
Trump’ın, İsrail'in plana uymadığında hangi yaptırımlarla karşılaşacağı konusunda herhangi bir şey söylemediğini hatırlatan Doç. Dr. Demirel, “Keza anlaşmaya dair basında paylaşılan haberlerde de bu konuda İsrail’i zorlayan bir hususun varlığına rastlamıyoruz. Nitekim daha dün, hem de esirlerin teslim edildiği gün, İsrail askerlerinin sarı çizgiyi geçtikleri gerekçesiyle yedi Filistinliye silahla ateş ederek ölümlerine neden olduğu yönünde bir haber paylaşıldı. Aslında bu durum, İsrail’in anlaşmayı sabote edebileceğini ortaya koymaktadır. Zira İsrail’in anlaşmaya uymaması, silah kullanarak ölümlere ve yaralanmalara devam etmeleri halinde ne olacağı konusunda bir boşluk ve ne yazık ki büyük bir sessizlik söz konusu.” şeklinde konuştu.
ANLAŞMADA “İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM”E DEĞİNİLDİ Mİ?
Doç. Dr. Demirel, imzalanan planda iki devletli çözüme de hiçbir şekilde değinilmediği yönünde eleştirilerin ileri sürüldüğünü dile getirip, sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Bu da oldukça önemli. Tüm bu hususlar ve Netanyahu hükümetinin günümüze kadar birkaç kez yapılan ateşkes şartlarına da uymamış olması göz önünde bulundurulduğunda, İsrail hükümetinin bu anlaşmaya ne kadar uyacağına, anlaşmayı sabote edip etmeyeceğine şüpheyle yaklaşmak gerekir.”
“BİR AF SÖZ KONUSU OLAMAZ”
İşgalci İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) çerçevesinde tutuklama kararı olduğunu aktaran Doç. Dr. Demirel, “Soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları gibi uluslararası suçlar çerçevesinde bir af söz konusu olamaz. Devletler arasında bir anlaşma olsa bile bu anlaşma, hiçbir şekilde önceden işlenmiş olan bu suçları ortadan kaldırmaz. Hayatını kaybeden binlerce masum çocuk, yaşadığı yerden zorla göç ettirilen yüz binlerce masum insan, yapılan bir anlaşma ile görmezden gelinemez. Dolayısıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) nezdinde Netanyahu ve Gallant başta olmak üzere ilgili kişiler hakkında yargılama yapılacak ve mevcut deliller çerçevesinde hem hapis cezasına hem de para cezasına hükmolunacaktır. Anlaşma kapsamında bu davadan vazgeçilmesi gibi bir husus yer almamaktadır. Kaldı ki böyle bir durumun, hukuken mümkün olmadığını özellikle vurgulamak gerekir. Böyle bir anlaşma, hukuken geçersiz olup UCM nezdinde bir hüküm ifade etmeyecektir.” ifadelerini kullandı.
“İLK SEÇİMDE NETANYAHU HÜKÜMETİ DEĞİŞECEK”
Doç. Dr. Demirel, İsrail’de ilk seçimde Netanyahu Hükümeti’nin değişeceğini ve yargılanacağını, Netanyahu’nun yaptıklarının karşılığını mutlaka göreceğini söyleyip, “Aksi takdirde İsrail ile diğer ülkeler arasında ateşkes sonrası siyaseten bir yumuşama sürecine girilemez. Ülke liderleri, İsrail hükümeti ile girecekleri etkileşim sürecini vatandaşlarına izah etmekte zorluk yaşarlar.” dedi.
“YENİDEN İNŞANIN MALİYETİ İSRAİL TARAFINDAN KARŞILANMALI”
Basında ateşkes anlaşmasına dair paylaşılan bilgilerden hareketle ateşkes sonrasında Gazze'de altyapının yeniden imarı, elektrik ve su şebekelerinin inşası için çalışmaların başlayacağını söyleyen Doç. Dr. Demirel, sözlerine şu satırları ekledi, “Ancak bu imar ve inşa çalışmalarının maliyetinin kim tarafından karşılanacağı konusunda tam bir netlik söz konusu değil. Gerçek şu ki, Gazze’nin yeniden inşasının maliyeti, burada taş üstünde taş bırakmayan İsrail tarafından karşılanmalı, tazmin edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle İsrail, Gazze’de yaşayan Filistinlilere tazminat ödemelidir. Nitekim Uluslararası Adalet Divanı da birkaç defa İsrail’in Filistin’de neden olduğu ihlalleri tazmin etmesi gerektiğini vurgulamıştır.”
FİLİSTİN TOPRAKLARI ÖZEL RAPORTÖRÜ ALBANESE’DEN TAZMİNAT AÇIKLAMASI
Doç. Dr. Demirel, Birleşmiş Milletler’in Filistin Toprakları Özel Raportörü Francesca Albanese’nin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Adalet, insan hakları ve onur olmadan, tazminat ve tekrar etmeme garantileri olmadan barış sürdürülebilir değildir.” şeklindeki ifadelerle tazminatın altını çizdiğini hatırlatmak gerektiğini belirterek sözlerini sonlandırdı.