İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Röportaj Rusya ile Avrupa arasında savaş mı çıkacak?

Rusya ile Avrupa arasında savaş mı çıkacak?

Rusya ile Avrupa arasında yaşanan gerilim hakkında değerlendirmelerde bulunan Güvenlik Analisti Dr. Hurşit Dingil, “Rusya ve NATO ülkeleri ya da Avrupa ülkeleri arasında doğrudan bir savaşın çıkma ihtimallerinden sıklıkla bahsediliyor. Ancak hali hazırda yaklaşık 4 yıl süren savaşın maliyetlerinin sürdürülemezliği dikkate alınırsa bu ihtimalin oldukça düşük olduğu söylenebilir.” dedi.

KAYNAK: Gökhan Erek

GÖKHAN EREK / ÖZEL HABER

Rusya ile Ukrayna arasında barış müzakereleri sürerken; Rusya ve Avrupa arasında ise gerilim her geçen gün tırmanıyor. Avrupa Birliği (AB), Ukrayna’ya mali desteği sürdürülebilir kılmak hedefiyle Rusya’nın dondurulan yaklaşık 200 milyar Euro tutarındaki varlıklarını kullanmayı amaçlarken; varlıkların yaklaşık 18O milyar Euro gibi büyük miktarını elinde bulunduran Belçika ise sorumluluğu tek başına almak istemiyor. Taraflar arasında karşılıklı açıklamalar devam ederken;Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, “Avrupa Birliği, tazminat kredisi kisvesi altında Belçika'da dondurulmuş Rus varlıklarını çalmaya kalkışırsa, Rusya bu hamleyi Brüksel ve AB için tüm ilgili sonuçlarıyla birlikte casus belli savaş nedeni olarak görebilir.” şeklinde açıklama yaptı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de geçtiğimiz günlerde başkent Moskova’da ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Trump'ın damadı Jared Kushner’le görüşmesi öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, “Biz savaş istemiyoruz ama Avrupa savaşmak istiyorsa biz şimdi hazırız, Avrupa'nın taleplerini Rusya'nın kabul etmesi mümkün değil. Onların amacı barış değiş, savaşın tarafındalar.” ifadelerini kullandı.

RUSYA-AVRUPA ARASINDA GERİLİM!

Peki önce Putin, ardından Medvedev’in açıklamalarına bakınca Rusya ve Avrupa arasında bir savaş mı çıkacak, Putin’in açıklamalarından önce de Avrupa’nın çoğu ülkesinde askerlik ile ilgili yeni gelişmeler yaşandı. Asker sayısında artışlar, zorunlu askerlik hamleleri, kadınların askerlik yapması için süreçlerin işletilmesine bakınca, taraflar karşılıklı olarak neyi hedefliyor, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın seyri ne şekilde ilerleyecek? Güvenlik Analisti Dr. Hurşit Dingil, Yeni Birlik Gazetesi’ne yorumladı.

Güvenlik Analisti Dr. Hurşit Dingil

“MALİYETLERİN SÜRDÜRÜLEMEZLİĞİ DİKKATE ALINIRSA…”

Rusya ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ülkeleri ya da Avrupa ülkeleri arasında doğrudan bir savaşın çıkma ihtimallerinden sıklıkla bahsedildiğini hatırlatan Dr. Hurşit Dingil, “Ancak halihazırda yaklaşık 4 yıl süren savaşın maliyetlerinin sürdürülemezliği dikkate alınırsa; bu ihtimalin oldukça düşük olduğu söylenebilir. Hem Rusya hem de Ukrayna’nın savaş kaynaklı insan kaybı bilhassa telafi edilmesi kolay olmayan alanlardan birisi olarak değerlendirilebilir. Her ne kadar savaşın ekonomik maliyetlerine bakılsa da tarafların toplamda yaklaşık bir milyonluk nüfusu kaybetmesinin telafi edilemeyeceği açıktır.” ifadelerini kullandı.

“SAVAŞA HAZIRLIK SEVİYESİ GÜÇLÜ DEĞİL”

Dr. Dingil, bir diğer sınırlılık alanının ise mühimmat üretimi ve stokları dahilinde ortaya çıkmakta olduğunu belirterek, şunları kaydetti, “Bu konu bilhassa olası bir savaş durumunda Avrupa ülkelerinin hesaba aldığı önemli zorluk alanlarındandır. Bu doğrultuda, bir savaşın olup olmama ihtimalini ölçmek açısından başvurulacak bir diğer kıstas ise asker sayıları ve askere alma kapasiteleridir. Bazı göstergelere bakıldığında Avrupa’nın savaşa hazırlık seviyesinin güçlü olmadığı çıkarımı yapılabilir.” 

AVRUPA’DAKİ ASKERLİK ÇALIŞMALARI

Avrupa menşeli bazı kaynakların, Almanya’nın 2025’te yeni bir karma askerlik modeli başlattığını; tüm 18 yaş erkeklere zorunlu anket gönderileceğini, gerekirse bu modelin fiili zorunlu askerliğe dönüşeceğini ileri sürdüğünü anımsatan Dr. Dingil, “Yine hedefin 2035’e kadar asker sayısını en az 260 bine çıkarmak olduğu belirtilmiştir. Benzer şekilde, Danimarka’nın 2026’dan itibaren kadınlar için zorunlu askerlik ihtimalini tartıştığını, Letonya’nın 2028’e kadar benzer bir adımı planladığını; Avusturya, Estonya, Finlandiya gibi ülkelerde kadınların hâlihazırda gönüllü olarak orduya katılabildiğini vurguluyor. Bu noktada söz konusu askeri hareketlilik ve hazırlık emarelerinden hareketle Ukrayna-Rusya savaşında ateşkese yakın bir eşikte olunduğu, tarafların kazançlarını korumak maksadıyla birbirlerini sonraki yeni saldırılardan caydırarak böylelikle taviz alanlarını azaltmayı ya da artırmayı hedefledikleri anlaşılmaktadır.” şeklinde konuştu.

RUSYA’DA YAŞANAN GELİŞMELER

Dr. Dingil, Avrupa’da yaşanan gelişmelere benzer örnekler olarak; Rusya’nın, Avrupa ülkelerinin hava sahasını ihlalleri, Rusya’nın İran’dan Şahit-107 model yeni bir silah tedarik ettiğine dair raporlar ve son zamanlarda şiddeti görece yüksek olan saldırgan eğilimlerin de verilebileceğini sözlerine ekledi.

“KARADENİZ’E ERİŞİMİ AÇISINDAN OLDUKÇA ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP”

ABD Başkanı Donald Trump’ın, 28 Maddelik Ukrayna Ateşkesi Planı’na bakıldığında, Rusya’nın daha çok Ukrayna’nın doğu bölgesindeki toprakları öncelediği ve önemsediğinin anlaşıldığını aktaran Dr. Dingil, sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Zira bu bölge Rusya’nın Karadeniz’e erişimi açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Rusya’nın bu bölgede toprak tavizi vermek istememesinin temel nedenlerinden birisi Karadeniz’e erişiminin kısıtlanmasının önüne geçme motivasyonlarıdır. Trump’ın anlaşma planına göre Ukrayna Donbas (Donestk-Luhansk) bölgesinden askeri varlığını çekerken Rusya’da Harkov ve Sumi bölgelerindeki askeri varlığını çekecektir. Diğer taraftan, Herson ve Zaporijya’da çatışmanın mevcut haliyle dondurulması şartı ileri sürülmektedir. Bu durumda Ukrayna ve Avrupa ülkeleri Donbas bölgesinden geri çekilmeye ve genelde toprak kaybına karşı çıkmaktadır.”

“YENİ SALDIRILARA ZEMİN HAZIRLAYACAĞI ENDİŞESİ TAŞIYOR”

Dr. Dingil, Avrupa ülkelerinin, Trump anlaşmasına göre ateşkese varılmasının Rusya’ya özgüven vereceği ve bundan sonra yeni saldırılara zemin hazırlayacağı endişesini taşımakta olduğunun altını çizerek, “Bu bağlamda kuvvetle muhtemel Ukrayna, belirginleşen anlaşma kapsamında kazançlarını korumak ya da tavizleri azaltmak üzere Karadeniz’de Rusya’nın ekonomisini hedef alan saldırılara yönelmektedir. Nitekim yakın zamanda Karadeniz’de meydana gelen Türkiye’nin egemenlik haklarını da ihlal eden, Rus tanker ve gemilerine yönelik düzenlenen Kamikaze İnsansız Hava Aracı (İHA) ve Kamikaze Silahlı İnsansız Deniz Aracı (SİDA) kullanılarak yapılan toplam 3 saldırı bunun sonucunda gelişmiştir.” ifadelerine yer verdi.

YÜKSEK SEVİYEDEN AÇIKLAMALARIN GEREKÇELERİ

Ukrayna’nın, Rus gemi ve tankerlerine yönelik saldırılar yoluyla Rusya’nın ekonomik kaynaklarını sınırlandırarak, savaşın yıpratıcı etkisini derinleştirmeye çalışmakta olduğunu aktaran Dr. Dingil, sözlerini şu şekilde sonlandırdı, “Bilhassa savaşın sivil ve ekonomik alandaki yıpratıcı etkisini artırmak istemektedir. Böylelikle de Rusya’ya karşı caydırıcılığını artırmayı ve aynı zamanda tavizler azalmazsa; savaşa devam etme kararlılığını göstermek istemektedir. Rusya’nın, yüksek seviyeden açıklamaları da benzer şekilde Ukrayna’ya karşılıklı olarak savaşa devam etme iradesini gösterme eğilimlerinin sonucu olarak okunabilir.”