
Evet, 2018 ve 2019’da da IDC CIO Summit’te farklı kategorilerde ödüller almıştık. Ama 2025’teki bu ödül benim için özellikle anlamlıydı çünkü bu kez öne çıkan yönümüz sadece teknoloji değil, olaylar daha gerçekleşmeden sistemlerin kurumu önceden uyarabilme kapasitesi oldu.
Ben advisory board üyelikleri kapsamında bugüne kadar onlarca güvenlik çözümünü değerlendirdim. Gördüm ki; etkili sistemler sadece saldırıyı durduran değil, organizasyona proaktif farkındalık kazandıran, yani kurumların “öngörü kapasitesini” geliştiren çözümler. Günümüzde güvenlik artık sadece savunma değil, bir tür sezgisel yönetim aracına dönüşüyor.
Günümüzde siber tehditler nasıl bir evrim geçiriyor? En çok hangi sektörler risk altında?
Artık tehditler çok daha sofistike. Devlet destekli APT grupları, yapay zekâ ile otomatikleşmiş saldırılar ve çok katmanlı fidye yazılımları yaygınlaştı. Özellikle sağlık, finans ve enerji sektörleri ciddi risk altında. Ve bu saldırılar doğrudan maddi kayıp yaratmasa bile, ciddi bir itibar ve regülasyon maliyeti doğurabiliyor.
AI, siber güvenlik dünyasını nasıl değiştiriyor?
Yapay zekâ artık en büyük tehdit ve aynı zamanda en büyük savunma aracı. Anomali tespiti, kullanıcı davranış analizi gibi işlemler artık gerçek zamanlı. Ancak sadece sonuç değil, süreç de önemli: açıklanabilirlik, etik kullanım ve sürekli eğitim olmazsa, AI güven vermez.
Geliştirdiğimiz sistemler, klasik olay sonrası uyarı yaklaşımından farklı olarak, henüz bir şey yaşanmadan önce riskli davranış desenlerini analiz ederek proaktif uyarı yapabiliyor. Bu sayede kurumlar sadece savunmacı değil, stratejik önleyici oluyor.
Yakın gelecekte bizi ne gibi riskler bekliyor?
Kuantum bilgisayarların yaygınlaşmasıyla birlikte mevcut şifreleme algoritmaları işlevsiz kalacak. Bu nedenle kuantum sonrası kriptografi gibi alanlara bugünden yatırım yapılmalı. Bu konu sadece teknik değil; kişisel verilerin korunması, ulusal güvenlik ve uluslararası regülasyonlar açısından da kritik.
CTO olarak teknoloji liderliğinde sizin için öncelikli değerler nelerdir?
Benim için liderlik, yalnızca yön göstermek değil, birlikte gelişmek ve büyümektir. Teknik vizyon kadar, insan odağını da ön planda tutarım. Ekiplerime sadece görev değil, anlam ve sorumluluk da vermeye çalışırım. Onları teknolojiye yön veren, karar alan, gelişimin bir parçası olan ortak geliştiriciler olarak görürüm.
Ayrıca yıllar içinde genç yeteneklerle çalışmanın, yalnızca bir görev değil, aynı zamanda bir ayrıcalık olduğunu fark ettim. Mentorluk yaparken sadece bilgimi aktarmıyorum; onların enerjisi, soruları ve farklı bakış açıları bana da yeni bir vizyon katıyor. Gençleri yönlendirmek kadar, onlardan ilham almak da bu yolculuğun en değerli taraflarından biri. Çünkü gerçek liderlik, geleceği şekillendirenlerle birlikte yürümeyi bilmektir.
Yasin Çarkcı, sadece teknik bir lider değil; stratejik bir vizyoner, etik bir rehber ve global güvenlik mimarisine katkı sunan bir teknoloji mimarı.