İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Sağlık 600 gramdan hayata: Aydın'da mucizevi bir yaşam mücadelesi

600 gramdan hayata: Aydın'da mucizevi bir yaşam mücadelesi

Aydın’da 25. haftada doğan ve 600 grama kadar düşen bebek, 120 günlük yoğun bakım sürecinin ardından sağlıklı şekilde taburcu edildi.

Bir Bebeğin 600 Gramla Başlayan Mücadelesi

Aydın'da prematüre doğan bir bebek, doğduğu an itibarıyla tıbbi bir sınavın içine düştü. Fulya Hande Fidan, hamileliğinin beşinci ayında yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldığında, doktorlar bebeğin yaşama şansının oldukça düşük olduğunu biliyordu.

Göktürk Türkeş adı verilen bebek, 800 gram olarak dünyaya geldi. Ancak ilk günlerin ardından durumu daha da kritikleşti; vücut ağırlığı 600 grama kadar düştü. Akciğerleri gelişmemişti, enfeksiyon riski yüksekti ve her gün, bir diğerini garantilemeden yaşanıyordu.

Bu tablo, sadece bir tıbbi vaka değil; aynı zamanda bir direniş öyküsüydü. Ailenin ilk çocuğunu kaybetmiş olması, bu mücadeleyi daha da derin bir duygusal anlamla ördü. Her yeni gün, sadece doktorlar için değil, anne ve baba için de yeni bir sınavdı.

Yoğun bakımda geçen dört ayın sonunda, 2 kilo 600 grama ulaşan bebek, nihayet evine döndü. Bu sadece bir taburcu hikâyesi değil; ölümle yaşam arasındaki çizgide verilen bir mücadelenin zaferiydi.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Ayşe Anık, Göktürk’ün akciğer rahatsızlığının olağanüstü ağır seyrettiğini vurguladı. “Yeni doğan yoğun bakımda pek çok 800 gram bebek görmüşüzdür, ama bu bebeğin mücadelesi farklıydı” dedi.

Yoğun bakım sürecinde görev yapan hemşireler de bu sürecin sadece medikal değil, insani boyutunun altını çizdi. Her vardiya, bir ailenin umudu olmakla eşdeğerdi.

Anne Fulya Hande Fidan, “Bebeğimi sağlıklı bir şekilde kucağıma almak, bugüne kadar yaşadığım tüm zorluklara değerdi” dedi. Baba Oğuz Fidan ise, ilk çocuklarını kaybetmenin ardından Göktürk’ün varlığını “Türk’e umut olsun diye” tanımladı.

Göktürk artık sadece bir bebek değil; tıbbi verilerin ötesinde bir yaşama tutunma örneği. Mücadelesi ise ismini taşıdığı tarihsel belleğe kendi küçük ama derin izini bırakıyor.