Bir Bebeğin 600 Gramla Başlayan Mücadelesi
Aydın'da prematüre doğan bir bebek, doğduğu an itibarıyla tıbbi bir sınavın içine düştü. Fulya Hande Fidan, hamileliğinin beşinci ayında yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldığında, doktorlar bebeğin yaşama şansının oldukça düşük olduğunu biliyordu.
Göktürk Türkeş adı verilen bebek, 800 gram olarak dünyaya geldi. Ancak ilk günlerin ardından durumu daha da kritikleşti; vücut ağırlığı 600 grama kadar düştü. Akciğerleri gelişmemişti, enfeksiyon riski yüksekti ve her gün, bir diğerini garantilemeden yaşanıyordu.
Bu tablo, sadece bir tıbbi vaka değil; aynı zamanda bir direniş öyküsüydü. Ailenin ilk çocuğunu kaybetmiş olması, bu mücadeleyi daha da derin bir duygusal anlamla ördü. Her yeni gün, sadece doktorlar için değil, anne ve baba için de yeni bir sınavdı.
Yoğun bakımda geçen dört ayın sonunda, 2 kilo 600 grama ulaşan bebek, nihayet evine döndü. Bu sadece bir taburcu hikâyesi değil; ölümle yaşam arasındaki çizgide verilen bir mücadelenin zaferiydi.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Ayşe Anık, Göktürk’ün akciğer rahatsızlığının olağanüstü ağır seyrettiğini vurguladı. “Yeni doğan yoğun bakımda pek çok 800 gram bebek görmüşüzdür, ama bu bebeğin mücadelesi farklıydı” dedi.
Yoğun bakım sürecinde görev yapan hemşireler de bu sürecin sadece medikal değil, insani boyutunun altını çizdi. Her vardiya, bir ailenin umudu olmakla eşdeğerdi.
Anne Fulya Hande Fidan, “Bebeğimi sağlıklı bir şekilde kucağıma almak, bugüne kadar yaşadığım tüm zorluklara değerdi” dedi. Baba Oğuz Fidan ise, ilk çocuklarını kaybetmenin ardından Göktürk’ün varlığını “Türk’e umut olsun diye” tanımladı.
Göktürk artık sadece bir bebek değil; tıbbi verilerin ötesinde bir yaşama tutunma örneği. Mücadelesi ise ismini taşıdığı tarihsel belleğe kendi küçük ama derin izini bırakıyor.