Alzheimer’a Yeni Bakış: Güney Koreli Bilim İnsanları Bilişsel Bozulmaya Yol Açan Bir Enzim Keşfetti
Güney Kore’deki IBS Enstitüsü araştırmacıları, Alzheimer hastalığında sinirsel iletiyi bozan yeni bir enzim tanımlayarak tedavi umutlarını güçlendirdi.
Beyindeki Sessiz Aktör: Astrositlerin Yeni Rolü
Alzheimer araştırmalarında şimdiye dek çoğunlukla nöronlara odaklanılırken, Güney Kore’deki Temel Bilimler Enstitüsü’nden (IBS) bilim insanları bu kez farklı bir hücre türüne, astrositlere yani destek hücrelerine yöneldi. Bu yıldız biçimli hücrelerin, yalnızca destek değil, aynı zamanda aktif nörolojik düzenleyici roller üstlendiği anlaşıldı.
Bulgular, Alzheimer ile ilişkilendirilen Beta Amiloid plaklarının birikimi karşısında astrositlerin GABA (gama-aminobütirik asit) adlı nörotransmitterin üretimini aşırı şekilde artırdığını gösterdi. Bu artış, nöronal aktivitenin baskılanmasına ve buna bağlı olarak bilişsel yetilerin zayıflamasına yol açıyor.
Üre Döngüsü Devreye Giriyor: Ancak Bedeli Ağır
Astrositler, Beta Amiloid plaklarını parçalayarak yok etmeye çalışırken, bu süreçte hücresel sindirim mekanizması olan otofajiyi ve üre döngüsünü devreye sokuyor. Ancak bu durumun istenmeyen yan etkileri var:
GABA seviyeleri yükseliyor, bu da hafıza işlevlerinde zayıflamaya neden oluyor.
Hidrojen peroksit (H₂O₂) adlı oksidatif bileşik ortaya çıkıyor, bu da sinir hücrelerinin ölümünü hızlandırıyor.
İki Kritik Enzim: SIRT2 ve ALDH1A1
Araştırma ekibi, hastalığın seyrini etkileyen iki önemli enzimi tanımladı:
SIRT2 ve ALDH1A1.
Bu enzimlerin seviyeleri, hem Alzheimer hastalarından alınan beyin dokularında hem de deneysel fare modellerindeki astrositlerde yüksek bulundu. Özellikle SIRT2, GABA üretim zincirinin son halkasında yer alıyor.
Deneylerde, SIRT2’nin baskılanmasıyla:
GABA düzeylerinde belirgin azalma sağlandı.
Kısa süreli hafıza işlevlerinde kısmi iyileşme gözlendi.
Ancak mekânsal hafızada bir gelişme kaydedilmedi; bu da hastalığın başka faktörlerle de şekillendiğini ortaya koyuyor.
Tedavi Açısından Ne Anlama Geliyor?
SIRT2 ve ALDH1A1’in keşfi, mevcut ilaçların sınırlamalarını aşmak için yeni bir yol sunabilir. MAO-B inhibitörleri, hem GABA'yı hem de H₂O₂’yi etkileyerek istenmeyen yan etkilere neden olabiliyor. Ancak bu yeni yaklaşım, yalnızca GABA üretimini hedefleyerek daha hassas ve güvenli bir tedavi vadediyor.
Yine de SIRT2’nin inhibisyonu H₂O₂ üretimini durdurmuyor. Bu nedenle tek başına yeterli bir tedavi hedefi olmayabilir. Ancak bu buluş, beyindeki astrositlerin düzenlenmesine yönelik tedaviler için devrimsel bir başlangıç olabilir.
Bilimin Öncü Adımı: Daha Derinlemesine Tedavi Seçenekleri
IBS araştırmacısı Dr. Mridula Bala, bu keşfin Alzheimer tedavisinde yalnızca semptomları değil, hastalığın altında yatan hücresel süreçleri hedefleme potansiyeli taşıdığını vurguluyor. Bu da daha etkin, daha kişiselleştirilmiş ve daha az yan etkiye sahip tedavilerin geliştirilmesinin önünü açabilir.