İklim krizinin ruh sağlığı üzerindeki görünmeyen yükü
Sıcaklık haritaları dünyanın dört bir yanında koyu kırmızıya dönmüşken, iklim değişikliğinin etkileri artık yalnızca çevresel felaketlerle sınırlı değil. Uzmanlara göre, iklim krizinin tetiklediği aşırı hava olayları, küresel ölçekte ruh sağlığını tehdit eden yeni bir boyuta evriliyor.
Brighton ve Sussex Tıp Fakültesinden Dr. Dorina Cadar, iklim temelli afetlerin yalnızca fiziksel değil, psikolojik travmalar da yarattığını belirtiyor. Orman yangınları, sel ve sıcak hava dalgaları gibi felaketler sonrası birçok kişinin anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu yaşadığına dikkat çekiyor.
Görünmeyen etkiler, görünür sonuçlar
Cadar'a göre yüksek sıcaklıklar, bireylerin duygu durumunu etkiliyor; uyku bozukluklarından öfke nöbetlerine, ruhsal problemleri olan bireylerde ise hastaneye yatışlara kadar geniş bir yelpazede etkiler yaratıyor. Ancak bu bağlantı, bilimsel araştırmalarda hâlâ yeterince irdelenmiyor.
Özellikle düşük gelir grupları, çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalıkları bulunan bireyler, sıcak hava dalgalarına karşı daha savunmasız. Şehirleşmenin yoğun olduğu bölgelerde yetersiz yeşil alanlar, ısıyı daha da ağırlaştırarak riskleri katlıyor.
Ruhsal sağlık, iklim mücadelesinde görünmez kaldı
Londra Imperial College’tan Neil Jennings, sıcaklıkta her 1 santigratlık artışın intihar riskini yaklaşık yüzde 1 yükselttiğine dikkat çekiyor. Psikiyatrik ilaçların vücudun ısı dengesini bozabilmesi ise, mevcut ruhsal rahatsızlıkları olan bireyleri çok daha kırılgan hale getiriyor.
Uzmanlar, iklim politikalarının yalnızca fiziksel etkilerle sınırlı kalmaması gerektiğini, psikolojik dayanıklılığın da bu sürecin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor. Çünkü kriz, sadece dışarıda değil; içeride, zihinde de derinleşiyor.