İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Sağlık Astım hastaları atak geçirebilir!

Astım hastaları atak geçirebilir!

Solunum yolu hastalıklarında yaşanan artışın özellikle KOAH ve astım hastaları için risk oluşturduğuna işaret eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, alerji veya viral enfeksiyonlar nedeni ile zayıflayan bağışıklık sisteminin KOAH ve astım hastalarının atak geçirmesine, yaşam kaybıyla sonuçlanabilecek zatürrelere neden olabileceğine dikkat çekti

Havaların soğumasıyla alerjilerin artışı, virüslerin aktifleşmesi, okulların açılması, düşük sıcaklıklarda bağışıklık sisteminin zayıflaması, kalabalık ve kapalı ortamlarda daha fazla sürenin geçirilmesi gibi birçok nedene bağlı olarak solunum yolu hastalıklarında da artış gözleniyor. Bu durumun özellikle KOAH ve astım hastaları için ayrı bir önem taşıdığına ve ataklara neden olduğuna işaret eden Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi'nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, korunma sağlamak için aşılamaların mutlaka yapılması gerektiğine dikkat çekti. KOAH ve astımda her alevlenme yani kontrolün bozulmasının akciğer fonksiyonunda azalmaya neden olacağını söyleyen Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, alevlenme sıklığı artan hastaların akciğer kapasitelerinin azaldığını ve hastalık evresinin de ilerlediğini söyledi. Yaşanabilecek viral enfeksiyonların özellikle KOAH hastaları için yeni bir alevlenme riskini arttırmakla birlikte kronik solunum yetmezliğine gidişi hızlandırabileceğine işaret etti.


Buzdağının görünen yüzü

Son 5 yılda KOAH farkındalığı giderek artsa da yapılan araştırmaların tüm dünyada ve ülkemizde tanı alan hasta oranlarını sadece ‘buz dağının görünen yüzü’ olarak tanımlandığını söyleyen Akduman, “Dünya Sağlık Örgütü öngörülerine göre KOAH’a bağlı yaşam kayıplarının en sık 3. sebep olarak karşımıza çıkacağını vurgulamaktadır” diye konuştu.


Bulgulara dikkat edin

Yeni gelişen nefes darlığı, öksürük, balgam veya var olan şikayetlerin artmasının kontrolün bozulduğunun en önemli işaretleri olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Ü. Seha Akduman, “Bu hastalarda ateş yüksekliği, oksijen seviyelerinin düşmesi de oldukça kritik ve dikkate alınması geren alarm niteliğinde bulgulardır. Dolayısıyla hastaların zaman kaybetmeden hastaneye başvurmalı” diye konuştu. Özellikle 65 yaş üzeri sigara içmeye devam eden, aşıları eksik ve tedavileri yetersiz KOAHlı hastaların zatürre ve akut solunum yetmezliği riskinin en yüksek hastalar arasında yer aldığını söyleyen Akduman, diyabet, kalp yetmezliği, kronik böbrek hastalıkların varlığının da riski arttıran önemli rahatsızlıklar olduğunu belirtti. 


KOAH tanısı artıyor

KOAH’lı hastaların yaklaşık yüzde 50’sinin alt solunum yolları enfeksiyonu ile tedavi görürken tanı aldığını ve kış aylarında da tanı alma oranlarının 4 kat kadar arttığını belirten Akduman, “Sigara içenlerde öksürük, balgam ve nefes darlığı yıllar içerisinde yavaş yavaş arttığı için hastalar şikayetlerinin tam farkında olmazlar ve doktora başvurmazlar. Ancak enfeksiyon nedeni ile şikayetleri olduğunda tanı konulur” diye konuştu.


Önlem alınması şart

Özellikle değişen hava şartları nedeni ile solunum hastalıklarında kullanılan ilaçların dozlarının değişebileceğinin unutulmaması gerektiğini ve bu nedenle kontrollerin önem taşıdığını hatırlatan Akduman alınması gereken önlemlerle ilgili şu bilgileri verdi: “Atkı, bere gibi vücut ısısını koruyacak şekilde havaya uygun giyinmeli. Sigara içen hastalarda sigaranın bırakılması, bırakılamıyorsa da sayının azaltılması, ilaçların düzenli kullanılması, kalabalık ve iyi havalanmayan ortamlardan uzak durulması, maske kullanılması, düzenli uyku, düzenli beslenme gibi iyi yaşam kurallarına daha fazla özen gösterilmeli.”


Aşıları mutlaka tamamlanmalı

Özellikle korunma anlamında bu hastaların aşılanmasının da önem taşıdığının altını çizen Akduman, yapılması gereken aşılarla ilgili şu bilgileri verdi: “Günümüzde yapabileceğimiz zatürre aşısı, grip aşısı ve COVID aşısı bulunmaktadır. Grip aşısı Ekim veya kasım aylarında yapılması önerilir. İnfluenza (grip) virüsü mutasyona uğrar ve her yıl aşı değişir. Bu nedenle her yıl tekrarlanması önerilir.  Yüzde yüz koruyuculuğu yoktur ancak hastalığın hafif atlatılmasını sağlar. Zatürre aşısı için bir tanesi ömür boyu 1 kez yapılan (KPA13 ), diğeri 5 yılda 1 tekrarlanan (PPA23) olmak üzere iki tip Pnömokok aşı bulunmaktadır. Pnömokok aşısı olmamış hastalarda aşılanma KPA 13 ile başlanır ve en az 8 hafta sonra 1 doz PPA23 uygulanır. Oldukça güvenli aşılar olup Ulusal Sağlık Sistemimizde de uygulanmaktadır. COVID aşılarının tamamlanması da KOAH v e Astım hastalarında oldukça önemlidir.”

DHA