KAIST Üniversitesi’nden insanlığa umut olan dev buluş: Klinik denemeler 2028'de başlıyor!
Güney Kore’nin prestijli üniversitelerinden KAIST’te yürütülen öncü araştırma, retina hasarına bağlı görme kaybı yaşayan milyonlarca insana umut ışığı oldu. Bilim insanlarının geliştirdiği yeni tedavi yöntemiyle, görme yetisinin kalıcı şekilde geri kazanılması artık mümkün hale geliyor.
Güney Kore’de faaliyet gösteren KAIST Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı, göz sinirlerinde meydana gelen hasarı onararak görme kaybını tersine çevirebilen ilk tedaviyi geliştirdi. Bu çığır açıcı buluş, yalnızca geçici iyileşmeler değil, kalıcı görsel kazanımları hedeflemesiyle tıp dünyasında büyük yankı uyandırdı.
Tedavinin Temelinde PROX1 Proteini Yer Alıyor
Araştırmayı yürüten Prof. Jin Woo Kim liderliğindeki ekip, görme kaybına yol açan ve tedaviye dirençli olan retina hastalıklarının altında yatan en kritik engelin PROX1 adlı protein olduğunu ortaya koydu.
Normal şartlarda sinir hücrelerinin gelişiminde görev alan bu protein, hasar gören retina bölgelerinde birikerek onarım sürecini adeta sabote ediyor. Ekip, bu proteinin balık türlerinde bulunmadığını ve bu nedenle balıkların retina yenilenmesinde daha başarılı olduğunu belirledi.
Yeni Nesil Antikor: CLZ001
Elde edilen bilimsel verilere dayanarak, PROX1’i etkisiz hale getiren özel bir antikor geliştirildi. Celliaz isimli biyoteknoloji firmasıyla iş birliği içinde geliştirilen bu antikor sayesinde, farelerde hasar gören retina hücreleri yeniden oluştu ve görme yetisi altı ay boyunca korundu.
Bu tıbbi gelişme, tedaviye dirençli göz hastalıkları için umut vadeden bir dönüm noktası oldu.
Klinik Aşama 2028'de Başlıyor
Araştırma ekibi, CLZ001 kod adlı antikorun insanlar üzerinde uygulanabilmesi için klinik öncesi çalışmaları tamamlamak üzere. Dr. Eun Jung Lee, “PROX1’i baskılayan antikorumuzun son geliştirme aşamasındayız. Klinik denemelere 2028 itibarıyla başlamayı planlıyoruz,” diyerek sürecin insan deneylerine taşınmak üzere olduğunu müjdeledi.
Türkiye'den De Desteklenmesi Gereken Bir Buluş
Türkiye’nin sağlık alanında gerçekleştirdiği yerli ve milli atılımlar doğrultusunda, bu tür uluslararası gelişmeler de yakından takip edilerek, benzer tedavilerin ülkemize kazandırılması büyük önem taşıyor. Türkiye, güçlü sağlık altyapısı ve vizyoner politikaları sayesinde, bu tür bilimsel ilerlemeleri kısa sürede vatandaşlarımızın hizmetine sunabilecek potansiyele sahiptir.