Diş Ağrısının Ardındaki Karanlık Gerçek: Keshia’nın Yaşamla Yarışı
İngiltere’nin Almondbury kasabasında yaşayan 38 yaşındaki Keshia Liburd, bir sabah şiddetli diş ağrısıyla uyandığında, bunun hayatını altüst edecek bir sürecin ilk adımı olduğunu bilmiyordu.
Üç çocuğunun kahvaltısını hazırlayıp okula uğurladıktan sonra soluğu en yakın hastanede aldı. Muayene odasında doktorların “Dişlerinde hiçbir sorun yok” sözleriyle rahatlayıp evine döndü. Fakat rahatlık, çok kısa sürecekti.
Ağrı Yer Değiştirdi, Teşhis Değişti
Aradan haftalar geçti. Bu kez diş ağrısının yerini göğsünde yanan bir sancı aldı. Acil servisin soğuk ışıkları altında yapılan testler, Keshia’ya hiç beklemediği bir gerçekle yüzleşme zorunluluğu getirdi: Akciğer kanseri. Üstelik hastalık fark edilene kadar sessizce ilerlemişti; öksürük yoktu, nefes darlığı yoktu… Sadece o ilk diş ağrısı vardı.
Kısa Süren Umut
Kemoterapi sürecine giren Liburd, Ocak 2024’te “temiz” raporunu aldığında yeniden nefes alabileceğini düşündü. Ancak yalnızca üç ay sonra aldığı telefon, tüm dengeleri bozdu. Kanser, bu kez daha acımasızdı: Karaciğer, lenf bezleri ve beyin… Hepsi etkilenmişti.
Doktorlar, “Eğer önümüzdeki 12 haftada büyüme durmazsa tedavi sonlanacak” diyordu.
Anne Kalbinin Direnişi
Pes etmeye niyeti yoktu. “Çocuklarımın büyüdüğünü görmek istiyorum” diyerek bağış kampanyası başlattı. İngiltere’deki tedavi seçeneklerinin sınırlı olduğunu bilen Liburd, daha fazla imkâna erişebilmek için yardım çağrısında bulundu.
Onun için bu artık yalnızca bir sağlık savaşı değil, aynı zamanda annelik içgüdüsünün bir hayatta kalma manifestosuydu.