Tütünle Mücadelede Yeni Dönem
Sağlık Bakanlığı, Türkiye genelinde sigara kullanımına karşı yürüttüğü mücadelede köklü bir dönüşüm başlattı. “Dumansız Türkiye” vizyonu kapsamında yalnızca yasak ve ceza uygulamalarıyla değil, aynı zamanda doğrudan vatandaşın yaşam alanına taşınan sağlık hizmetleriyle çok boyutlu bir süreç hayata geçiriliyor.
Yeni dönemde kapalı alanlarda sigara içen bireyler doğrudan cezalandırılacak, yerinde hizmet modeliyle sigara bırakmak isteyen vatandaşlara sahada destek verilecek. Bakanlık, yıllardır süregelen klasik mücadele yöntemlerinin ötesine geçerek, sigaraya karşı topyekûn bir seferberlik ilan etti. Yürürlüğe giren yeni uygulamalarda yalnızca işletmeler değil, sigara içen kişiler de cezai yaptırımlarla karşılaşacak. Kapalı alanlarda tütün ürünü kullanan bireylere 2 bin liraya kadar para cezası uygulanacak.
Aynı anda hem kişiye hem işletmeye ceza kesilebilecek. Bu model, Türkiye’de ilk kez bu ölçekte uygulanıyor. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürü Doç. Dr. Muhammed Emin Demirkol, süreci “sahaya inen sağlık mücadelesi” olarak tanımlıyor. Yeni dönemde sadece şehir merkezleri değil, ilçeler ve köyler de dahil olmak üzere her bölgede sigara bırakma hizmetleri yaygınlaştırılacak. Halihazırda 700 olan sigara bırakma polikliniği sayısının yıl sonuna kadar 1000’e çıkarılması hedefleniyor.
Sigara bırakmak isteyenlere yerinde hizmet
Yenilikçi uygulamalardan biri de "yerinde sigara bırakma polikliniği" modeli. Bu sistemle, sağlık ekipleri kamu kurumlarına, iş yerlerine ve kalabalık yaşam alanlarına giderek sigara bırakma danışmanlığı sunacak. Psikolog desteği ve uzman hekim gözetiminde yürütülen bu süreçte, ücretsiz ilaç desteği de sağlanacak. Bakanlık, sigarayı bırakmak isteyenlerin sürece daha kolay erişebilmesi için ALO 171 hattı ile 7/24 kesintisiz destek veriyor.
Yeni kampanyanın önemli adımlarından biri de sigarayı bıraktırma hizmetlerinin online platformlara taşınması. Gerekli hallerde hekim onayıyla çevrim içi danışmanlık hizmeti sunulacak. Böylece vatandaş, iş yerinden ya da evinden sağlık desteği alabilecek.
Denetim ağı genişletildi: 1000 ekip sahada
Tütün ürünleri kullanımının önlenmesi kapsamında yürütülen saha denetimleri de dikkat çekici biçimde arttı. Özellikle büyükşehirlerde, çevre illerden gelen destek ekiplerinin de katılımıyla çapraz ve yerinde denetimler başlatıldı. 2025 yılı içinde yalnızca bu denetimler kapsamında 4 binin üzerinde cezai işlem uygulandı.
Emniyet güçlerinin desteğiyle oluşturulan 1000 kişilik ekip, restoranlardan kahvehanelere, kamu binalarından alışveriş merkezlerine kadar geniş bir yelpazede denetim yapıyor. 4207 sayılı Kanun uyarınca kapalı alanda sigara içilmesinin yasak olduğunu hatırlatan Demirkol, “Denetim sadece işletmeleri değil, bireyleri de kapsıyor. Artık sorumluluk herkesin omzunda” dedi.
Elektronik sigaraya da yakın takip
Mücadele yalnızca klasik tütün ürünleriyle sınırlı değil. Elektronik sigara ve puff gibi yasaklı ürünlerin satışı ve kullanımı da yakın takibe alındı. Kolluk kuvvetleriyle birlikte yürütülen kontrollerde, tespit edilen ürünlere el konuluyor. Bu sürecin kararlılıkla devam edeceği belirtiliyor.
“Sigara bir halk sağlığı pandemisidir”
Dünya genelinde her yıl 8 milyona yakın kişinin tütün ürünleri nedeniyle hayatını kaybettiğini hatırlatan Demirkol, pasif etkilerle ölen kişi sayısının da 1,3 milyonu bulduğunu ifade etti. Türkiye’de ise yıllık ortalama 100 bin kişi sigaraya bağlı nedenlerle yaşamını yitiriyor. Demirkol’a göre sigara, modern çağın önlenebilir en büyük ölüm nedenlerinden biri ve sağlık sistemi bu alanda daha görünür, daha ulaşılabilir hale getirilmeli.
Talep arttı, farkındalık yükseldi
Sağlık Bakanlığı’nın kampanya sürecinde yürüttüğü bilgilendirme stantları ve farkındalık etkinlikleri de olumlu sonuçlar veriyor. "İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa" kampanyası çerçevesinde 10 milyona yakın kişiye ulaşıldı, tütün ürünlerinin zararları konusunda eğitim ve broşürler dağıtıldı. Sigara bırakma polikliniklerine yapılan başvurular ise yüzde 85 oranında arttı.
Demirkol, "Vatandaş sigarayı bırakmak istiyor. Sadece uzanacak bir el, destek bekliyor. Biz o eli tutmaya kararlıyız" diyerek sürecin yalnızca bir denetim değil, aynı zamanda bir sağlık seferberliği olduğunu vurguladı.