Uykunun Ritmi Bozulursa Metabolizma da Şaşar
Geceleri dizi bitirmek uğruna ertelenen uykular, sabahları kahveyle ayakta durma çabaları… Bunlar sadece yorgunluk sebebi değil, vücudun kilo dengesini altüst eden birer alışkanlık. Son araştırmalar, uyku saatlerindeki düzensizliğin metabolizmanın ince ayarlarını bozduğunu ve yağ depolama sürecini hızlandırdığını ortaya koyuyor.
Vücut, Saati Kaybettiğinde Açlık Dengesini de Kaybediyor
Biyolojik saat, yalnızca uyanma ve uyuma zamanımızı değil, açlık-tokluk sinyallerini de yönetiyor. Uyku süresi kısaldığında veya saatler kaydığında, “gece atıştırmalığı” cazibesinin artması tesadüf değil.
Araştırmacılar, bu durumun ghrelin seviyelerini yükseltip tokluk hormonu leptini baskıladığını, böylece beyne sürekli “yemek vakti” sinyali gönderildiğini söylüyor.
İnsülin Direncinin Sessiz Katkısı
Uykusuzluğun bir başka görünmeyen etkisi ise insülin direnci. Yeterli uyku alınmadığında, hücreler şekeri eskisi kadar verimli kullanamıyor. Bu da fazladan glikozun yağ olarak depolanmasına yol açıyor.
Sonuç: aynı beslenme düzeninde bile tartının ibresi yukarı çıkabiliyor.
Çözüm, Alarmları Yeniden Ayarlamakta
Uzmanlar, kilo kontrolünü yalnızca kalori hesabına indirgememek gerektiğini vurguluyor. Düzenli uyku, dengeli beslenme ve hareketli yaşam bir bütün olarak ele alındığında etkili oluyor. Basit bir öneri: Her gün aynı saatte uyuyup uyanmak, vücudun biyolojik saatini korumak ve metabolizmanın ritmini bozmamak için en etkili adım.