Bu ciddi gebelik komplikasyonu, hem annenin hem de bebeğin hayatını tehdit edebilecek kadar tehlikeli olabilir. Kadın Sağlığı Farkındalık Ayı kapsamında hikâyesini paylaşan Sarah, bu hastalık hakkında bilgi sahibi olmanın ne kadar hayati olduğunu anlatıyor.
Preeklampsi Nedir?
Preeklampsi, genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan, yüksek tansiyon ve idrarda protein birikimi ile karakterize edilen bir durumdur. Tedavi edilmediğinde, anne adayında böbrek ve karaciğer hasarına, nöbetlere ya da doğum sonrası komplikasyonlara yol açabilir. Bebek içinse plasenta sorunları ve erken doğum gibi ciddi riskler taşır.
“Her Şey Normaldi, Ta ki…”
Sarah Falkland, ilk gebeliğini yaşıyordu ve kendisini gayet iyi hissediyordu. Rutin kontrollerde bir sorun görünmüyordu. Ancak üçüncü trimesterde, şiddetli baş ağrıları ve görme bozuklukları yaşamaya başladı. Yapılan testler sonucunda preeklampsi teşhisi kondu.
“Bu durumu daha önce hiç duymamıştım,” diyor Sarah. “Eğer daha önce bilgilendirilmiş olsaydım, bu belirtileri daha ciddiye alırdım.”
Sarah, erken teşhis sayesinde zamanında müdahale gördü ve bebeği sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi. Ancak bu süreç, ona bir şeyin yanlış olduğunu anlamanın ve doğru bilgiye sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu öğretti.
Farkındalık Hayat Kurtarır
Sarah Falkland şimdi, hikâyesini diğer kadınlarla paylaşarak farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Preeklampsi hakkında konuşmanın, bu hastalığı “gizli” olmaktan çıkardığını ve kadınların kendi sağlıklarını daha yakından takip etmelerini sağladığını vurguluyor.
Kaynak: Medtecheurope