New York Üniversitesi Langone Tıp Merkezi’nde görev yapan kardiyoloji uzmanı Dr. Stephen Williams, konuya ilişkin değerlendirmesinde, fiziksel aktivitenin yalnızca spor salonlarında yapılan ağır egzersizlerden ibaret olmadığını belirterek, “Gün boyunca ayakta kalmak ya da sabit pozisyonda bulunmak, aktif bir yaşam tarzı anlamına gelmiyor. Sağlığı korumak için vücudun düzenli ve bilinçli şekilde hareket ettirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
GÜNLÜK HAREKET İHMAL EDİLMEMELİ
Dr. Williams, egzersizin sağladığı faydaların yalnızca fiziksel görünümle sınırlı olmadığını vurguladı. Williams’a göre düzenli fiziksel aktivite, kilo kontrolünün yanı sıra, yüksek tansiyonun düşürülmesinde, kalp ve damar sağlığının korunmasında, kas ve kemik yoğunluğunun artırılmasında belirleyici rol oynuyor. Aynı zamanda serotonin ve dopamin hormonlarını tetikleyerek ruh halini iyileştiriyor, stres, anksiyete ve depresyonun önüne geçiyor.
SABİT DURUŞLAR METABOLİZMA İÇİN TEHDİT
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan bir diğer isim olan uluslararası fitness uzmanı Ben Greenfield da hareketsizliğin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Greenfield, “İster masa başında oturarak, ister uzun süre ayakta çalışarak olsun; 60 ila 90 dakikayı aşan sabit duruşlar, vücut metabolizmasını olumsuz etkiler. Kas tembelliği, kan dolaşımında yavaşlama, iç organlarda baskı gibi birçok riski beraberinde getirir” dedi.
Greenfield, özellikle uzun süre bilgisayar karşısında çalışanlar, sürücüler ve evde pasif vakit geçiren bireylerin bu risk grubunda yer aldığını, bu nedenle gün içerisinde kısa süreli de olsa aktif molaların hayati öneme sahip olduğunu kaydetti.
EN AZ 10-15 DAKİKA HAFİF EGZERSİZ ÖNERİSİ
Araştırmada yer alan bilim insanları, sağlıklı bir yaşam için günde en az 10 ila 15 dakika süreyle tempolu yürüyüş, esneme hareketleri ya da nabzı artıracak düzeyde hafif fiziksel aktivite yapılmasını öneriyor. Bu basit uygulamaların dahi kalp-damar sağlığını desteklediği, kas sistemini uyararak beden direncini artırdığı ifade ediliyor.
Uzmanlara göre hareketli bir yaşam tarzının toplum sağlığı üzerindeki olumlu etkileri, sadece bireysel düzeyde değil, uzun vadede kamu sağlığı harcamalarını azaltıcı etkisiyle de stratejik bir önem taşıyor. Bu nedenle özellikle genç yaşlardan itibaren egzersiz alışkanlığının kazandırılması gerektiği belirtiliyor.
“HAREKETSİZLİK YENİ SİGARA” KAVRAMI YAYGINLAŞIYOR
Tıp ve spor bilimlerinin ortak görüşüne göre, hareketsizlik günümüzde sigara ile özdeşleştirilecek kadar ciddi sağlık sonuçları doğuruyor. Dr. Williams, bu kavramı “Hareketsizlik, kalp hastalıkları, obezite, diyabet, damar tıkanıklığı ve psikolojik bozuklukların temelinde yer alan sessiz bir tetikleyici. Uzun vadede yaşam süresini kısaltıyor ve yaşam kalitesini düşürüyor” sözleriyle tanımlıyor.
Araştırma sonuçları, devletlerin sağlık politikalarında fiziksel aktiviteyi teşvik eden uygulamalara daha fazla önem vermesi gerektiğini de ortaya koyuyor. Eğitim kurumlarından iş yerlerine kadar her alanda harekete dayalı yapıların desteklenmesi gerektiği vurgulanıyor.