Finlandiya Sağlık ve Refah Enstitüsü’nden Annika Santalahti’nin liderliğinde yürütülen çalışma, fazla tuz tüketiminin obezite riskini kadınlarda 4,3 kata, erkeklerde ise 6 kata kadar artırabildiğini gösterdi. Karın bölgesinde biriken yağ dokusu ise kalp ve damar hastalıkları açısından tehlikeyi daha da büyütüyor.
Günlük yaşamda sıkça tüketilen ekmek, peynir, işlenmiş et ürünleri gibi gıdalar "gizli sodyum kaynakları" olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, sadece bireysel bilinçlenmenin yeterli olmadığını, gıda sektörünün de sodyum oranlarını düşürerek sorumluluk alması gerektiğini vurguluyor.
Tuzun Biyolojik Etkileri Yeni Soruları Gündeme Getiriyor
Bilim insanlarına göre, fazla sodyum tüketimi sadece kilo artışıyla sınırlı kalmayabilir. Tuzun, tokluk hormonlarını, bağırsak mikrobiyomunu ve vücut bileşimini etkileyebileceği belirtiliyor. Ayrıca, işlenmiş gıda tüketiminin artması da bu etkileri daha karmaşık hale getiriyor.
Türkiye'de de Önlem Şart
Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği günlük tuz tüketim miktarı 5 gram iken, FinHealth 2017 verilerine göre bu oran kadınlarda neredeyse 2 katına, erkeklerde ise 3 katına çıkmış durumda. Bu çarpıcı sonuçlar, ülkemizde de toplum sağlığı politikalarının güçlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor.
Sağlık Bakanlığı’nın son yıllarda yürüttüğü sağlıklı beslenme ve obeziteyle mücadele kampanyaları, bu tür bilimsel verilerle daha da önem kazanıyor. Hükümetin sağlıklı toplum vizyonu doğrultusunda, tuz tüketimi konusunda farkındalık oluşturmak büyük önem taşıyor.