Kelebek hastalığı (Lupus), bağışıklık sisteminin vücuda zarar vermeye başladığı, kronik bir otoimmün hastalıktır. Lupus, genellikle deri, eklemler, böbrekler ve kalp gibi organlarda iltihaplanmaya yol açar. Kelebek hastalığının adı, hastaların yüzlerinde gözlerin etrafından burun köprüsüne kadar uzanan "kelebek şeklindeki" döküntülerden gelir. Bu hastalık, dünya genelinde milyonlarca insanı etkiler ve özellikle kadınlarda daha yaygındır.
Kelebek Hastalığının Belirtileri Neler?
Kelebek hastalığının belirtileri, kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve bazen başka hastalıklarla karıştırılabilir. En yaygın belirtiler arasında şunlar bulunur:
Yüzdeki kelebek şekilli döküntüler
Yorgunluk ve halsizlik
Eklemlerde ağrı, şişlik ve iltihap
Deri döküntüleri ve hassasiyet
Böbrek sorunları, yüksek kan basıncı
Göğüs ağrısı, nefes darlığı
Kelebek Hastalığı neden olur?
Kelebek hastalığı, vücudun ve cildin birbirine bağlanmasını sağlayan yapısal proteinlerin üretiminde meydana gelen genetik mutasyonlar nedeniyle ortaya çıkar. Bu hastalık, cildin kırılgan hale gelmesine yol açar. Keratin 5 ve Keratin 14 adlı proteinlerin üretiminden sorumlu olan KRT5 ve KRT14 genlerindeki mutasyonlar, hastalığın başlıca nedenini oluşturur. Kelebek hastalığının gelişiminde genetik faktörlerin yanı sıra, çevresel etmenler, güneş ışınları, sigara, stres, bazı ilaçlar ve varicella-zoster virüsü gibi enfeksiyonlar da rol oynayabilir.
Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kelebek hastalığı (lupus) tedavisi, hastalığın semptomlarını kontrol altına almak, alevlenmeleri azaltmak ve organ hasarını önlemek amacıyla bireysel ihtiyaçlara göre planlanır. Lupus’un kesin bir tedavisi bulunmamakla birlikte, doğru tedavi yöntemleriyle hastalar uzun süre semptomsuz kalabilir ve yaşam kaliteleri artabilir. Tedavi, hastalığın şiddetine, hangi organların etkilendiğine ve hastanın genel sağlık durumuna göre şekillendirilir.
Lupus tedavisinde kullanılan ilaçlar, hastalığın türüne ve semptomların şiddetine bağlı olarak farklılık gösterir. En yaygın tedavi yöntemlerinden biri, iltihaplanmayı azaltarak bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlardır. Kortikosteroidler, lupus hastalarında iltihaplanmayı hızlı bir şekilde azaltabilen ilaçlar olup, uzun süreli kullanımı bazı yan etkiler doğurabilir. Bu nedenle, tedavi genellikle düşük dozda ve kısa süreli kullanımla sınırlıdır.
Bağışıklık sistemini baskılayan diğer ilaçlar, daha ağır vakalarda tercih edilir. Bu ilaçlar, bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyonunu engelleyerek organlara zarar vermesini önler. Lupus hastalarında yaygın olarak kullanılan bu ilaçlar arasında azatioprin, metotreksat ve mikofenolat mofetil gibi immünosupresanlar bulunur. Daha şiddetli vakalarda ise biyolojik tedavi seçenekleri devreye girebilir. Bu tedavi yöntemleri, bağışıklık sistemi üzerinde daha hedeflenmiş bir etki yaratarak özellikle tedaviye dirençli hastalarda faydalı olabilir.