İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Sağlık Meme kanserinde doğal ve kalıcı çözüm: DIEP yöntemiyle yeni bir başlangıç

Meme kanserinde doğal ve kalıcı çözüm: DIEP yöntemiyle yeni bir başlangıç

Meme kanseri sonrası kalıcı ve doğal onarım mümkün. DIEP yöntemiyle hastanın kendi dokusundan yapılan meme rekonstrüksiyonu, uzun vadeli sağlıklı sonuçlar sunuyor.

kadınlar, hem estetik hem de sağlıklı bir meme onarımına kavuşuyor

Kadınlarda en sık rastlanan kanser türlerinden biri olan meme kanseri, yalnızca fiziksel değil, psikolojik etkileriyle de uzun süren bir iyileşme süreci gerektiriyor. 

Ancak modern cerrahi teknikler, bu süreci hem daha konforlu hem de daha kalıcı hale getiriyor. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Burak Özkan, hastanın kendi dokusunun kullanıldığı DIEP yöntemiyle yapılan meme onarımının, “altın standart” haline geldiğini vurguluyor.

Kas Hasarı Olmadan Doğal ve Kalıcı Onarım

Meme rekonstrüksiyonu, kanser tedavisinin ardından hastaların hem fiziksel hem de duygusal bütünlüğünü yeniden kazanmaları açısından büyük önem taşıyor. 

Doç. Dr. Özkan, DIEP (Deep Inferior Epigastric Perforator) yöntemiyle karın bölgesinden alınan deri ve yağ dokusunun, kas hasarına yol açmadan meme bölgesine nakledildiğini belirtiyor. Bu sayede hem doğal bir görünüm sağlanıyor hem de kaslarda güçsüzlük ya da fıtık gibi komplikasyonların önüne geçiliyor.

Protez Değil, Öz Doku Tercih Edilmeli

Geleneksel yöntemlerde sıklıkla kullanılan meme protezleri, özellikle radyoterapi gören hastalarda uzun vadede çeşitli sorunlara neden olabiliyor. Dr. Özkan, bu nedenle hastaların kendi dokularından yapılan onarımların çok daha dayanıklı ve sağlıklı sonuçlar sunduğunu ifade ediyor:
“Radyoterapi sonrası doku kalitesi azaldığında, protez yerleştirilen bölgede komplikasyon riski artabiliyor. Bu gibi durumlarda öz doku ile yapılan onarımlar hem hastanın vücudu tarafından daha iyi kabul ediliyor hem de zamanla daha doğal bir forma kavuşuyor.”

Karın Germe Etkisiyle Estetik Avantaj

DIEP yöntemi sadece meme onarımı değil, aynı zamanda estetik açıdan da ciddi kazanımlar sunuyor. Karın bölgesinden alınan dokular sayesinde hastalara aynı seansta karın germe işlemi de yapılabiliyor. Üstelik ameliyat izi, iç çamaşır çizgisi altında kalacak şekilde planlanarak estetik kaygılar da en aza indiriliyor.

Her Hastaya Aynı Yöntem Uygulanmamalı

Doç. Dr. Özkan, her hastaya tek tip tedavi uygulanmasının doğru olmadığını belirtiyor. Özellikle diyabet ya da yoğun sigara kullanımı gibi faktörler, yöntem seçiminde belirleyici olabiliyor. Ancak genel sağlık durumu uygun olan hastalarda DIEP yöntemi, kalıcı ve tatmin edici sonuçlar açısından en ideal seçenek olarak öne çıkıyor.

“Uzun Vadeli Düşünmek Gerekiyor”

Meme onarımı ameliyatlarının süresi zaman zaman hastalarda tereddüt yaratabiliyor. Ancak Dr. Özkan bu noktada hastaların uzun vadeli kazanımları dikkate alması gerektiğini vurguluyor:
“Silikonla yapılan rekonstrüksiyonlar daha kısa sürebilir ama doğal görünüm, dokunsal his, radyoterapiye direnç ve uzun ömürlülük açısından öz dokunun avantajları çok daha fazla.”

DIEP yöntemiyle sağlanan doğal meme yapısı, sadece dış görünüş değil, hastaların psikolojik iyilik hali açısından da önemli bir fark yaratıyor. 

Doç. Dr. Özkan, kanser sonrası yaşam kalitesinin artırılmasının en az tedavi süreci kadar önemli olduğunu vurguluyor ve ekliyor:
“Hastalarımızın kendi dokularından yeniden yapılan meme, onların bu süreci çok daha güçlü ve umutla atlatmalarına yardımcı oluyor.”