kadınlar, hem estetik hem de sağlıklı bir meme onarımına kavuşuyor
Kadınlarda en sık rastlanan kanser türlerinden biri olan meme kanseri, yalnızca fiziksel değil, psikolojik etkileriyle de uzun süren bir iyileşme süreci gerektiriyor.
Ancak modern cerrahi teknikler, bu süreci hem daha konforlu hem de daha kalıcı hale getiriyor. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Burak Özkan, hastanın kendi dokusunun kullanıldığı DIEP yöntemiyle yapılan meme onarımının, “altın standart” haline geldiğini vurguluyor.

Kas Hasarı Olmadan Doğal ve Kalıcı Onarım
Meme rekonstrüksiyonu, kanser tedavisinin ardından hastaların hem fiziksel hem de duygusal bütünlüğünü yeniden kazanmaları açısından büyük önem taşıyor.
Doç. Dr. Özkan, DIEP (Deep Inferior Epigastric Perforator) yöntemiyle karın bölgesinden alınan deri ve yağ dokusunun, kas hasarına yol açmadan meme bölgesine nakledildiğini belirtiyor. Bu sayede hem doğal bir görünüm sağlanıyor hem de kaslarda güçsüzlük ya da fıtık gibi komplikasyonların önüne geçiliyor.

Protez Değil, Öz Doku Tercih Edilmeli
Geleneksel yöntemlerde sıklıkla kullanılan meme protezleri, özellikle radyoterapi gören hastalarda uzun vadede çeşitli sorunlara neden olabiliyor. Dr. Özkan, bu nedenle hastaların kendi dokularından yapılan onarımların çok daha dayanıklı ve sağlıklı sonuçlar sunduğunu ifade ediyor:
“Radyoterapi sonrası doku kalitesi azaldığında, protez yerleştirilen bölgede komplikasyon riski artabiliyor. Bu gibi durumlarda öz doku ile yapılan onarımlar hem hastanın vücudu tarafından daha iyi kabul ediliyor hem de zamanla daha doğal bir forma kavuşuyor.”
Karın Germe Etkisiyle Estetik Avantaj
DIEP yöntemi sadece meme onarımı değil, aynı zamanda estetik açıdan da ciddi kazanımlar sunuyor. Karın bölgesinden alınan dokular sayesinde hastalara aynı seansta karın germe işlemi de yapılabiliyor. Üstelik ameliyat izi, iç çamaşır çizgisi altında kalacak şekilde planlanarak estetik kaygılar da en aza indiriliyor.

Her Hastaya Aynı Yöntem Uygulanmamalı
Doç. Dr. Özkan, her hastaya tek tip tedavi uygulanmasının doğru olmadığını belirtiyor. Özellikle diyabet ya da yoğun sigara kullanımı gibi faktörler, yöntem seçiminde belirleyici olabiliyor. Ancak genel sağlık durumu uygun olan hastalarda DIEP yöntemi, kalıcı ve tatmin edici sonuçlar açısından en ideal seçenek olarak öne çıkıyor.
“Uzun Vadeli Düşünmek Gerekiyor”
Meme onarımı ameliyatlarının süresi zaman zaman hastalarda tereddüt yaratabiliyor. Ancak Dr. Özkan bu noktada hastaların uzun vadeli kazanımları dikkate alması gerektiğini vurguluyor:
“Silikonla yapılan rekonstrüksiyonlar daha kısa sürebilir ama doğal görünüm, dokunsal his, radyoterapiye direnç ve uzun ömürlülük açısından öz dokunun avantajları çok daha fazla.”
DIEP yöntemiyle sağlanan doğal meme yapısı, sadece dış görünüş değil, hastaların psikolojik iyilik hali açısından da önemli bir fark yaratıyor.
Doç. Dr. Özkan, kanser sonrası yaşam kalitesinin artırılmasının en az tedavi süreci kadar önemli olduğunu vurguluyor ve ekliyor:
“Hastalarımızın kendi dokularından yeniden yapılan meme, onların bu süreci çok daha güçlü ve umutla atlatmalarına yardımcı oluyor.”