Türkiye’de Anne Sağlığına Yeni Dönem: Riskli Gebelikler Dijital Takipte
Türkiye’de anne adaylarının yaşamını korumak için yeni bir dijital izleme dönemi başlıyor. Sağlık Bakanlığı, yüksek riskli gebelerin doğum öncesinden lohusalık sürecine kadar kesintisiz takip edilmesini sağlayacak "Yüksek Riskli Gebelik İzlem Sistemi"ni hayata geçiriyor.
Artık, hamilelik sürecinde belirlenen 49 risk tanısından herhangi birine sahip kadınlar, ülke genelindeki tüm sağlık kuruluşlarında “yüksek riskli” olarak tanımlanacak ve tıbbi süreçleri özel bir protokolle yürütülecek. Sistem, aile hekiminden üniversite hastanesine kadar uzanan geniş bir sağlık ağı içinde dijital olarak entegre çalışacak.
Anne Ölümlerinde Tarihi Düşüş Hedefi
Halk Sağlığı Genel Müdürü Muhammed Emin Demirkol, anne ölümlerini önlemenin bakanlığın en kritik önceliklerinden biri olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin 2000’li yılların başında 100 binde 64 olan anne ölüm oranını 100 binde 11’e indirdiğini hatırlatan Demirkol, hedeflerinin bu rakamı tek hanenin altına çekmek olduğunu vurguluyor:
“Bir annenin hayatını kaybetmesi, sayıların ötesinde bir acıdır. Bu nedenle riskli gebelikleri sıfır hatayla yönetmemiz gerekiyor.”
49 Tanı, 8 Branş, Randevusuz Muayene
Yeni sistem, riskli annelerin yalnızca tıbbi verilerle değil, günlük yaşam koşullarıyla da izlenmesini sağlıyor. İl ve ilçelerde oluşturulan ekipler, gebeleri dört kez yüz yüze ya da telefonla takip edecek; doğum sonrası ilk altı haftada ise daha sık iletişim kuracak. Gerekirse ev ziyaretleri de yapılacak.
Yüksek riskli anneler, kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, göğüs hastalıkları, nöroloji, üroloji, genel cerrahi, psikiyatri ve dahiliye gibi 8 tıbbi branşa randevu almadan başvurabilecek. Bu ayrıcalık, acil müdahale gerektiren durumlarda zaman kaybını önleyecek.
Sağlıkta Veri Paylaşımında Yeni Entegrasyon
Bakanlık, bu sistemin en güçlü yönlerinden birinin dijital entegrasyon olduğuna dikkat çekiyor. Bir annenin tetkik sonuçları, tanıları ve muayene notları, aile hekimi ile hastane arasında anında paylaşılacak. Böylece tedavi süreci hızlanacak, gereksiz tekrar testlerin önüne geçilecek.
Demirkol, bu uygulamanın yalnızca teknoloji değil, aynı zamanda insan hayatı odaklı bir reform olduğunun altını çiziyor:
“En doğru bilgiye, en kısa sürede ulaşmak; anne ve bebeğin sağlığını korumak için en etkili yoldur.”