Bir Bacağın Hikâyesi: Seher’in Yeniden Doğuşu
Hayat bazen insanın karşısına, çocukluğunu ve gençliğini bir sınav kâğıdına çeviren sorular çıkarır. Seher Karakuş’un sorusu ise kemiklerinde saklıydı. Henüz 8 yaşında, doktorların ağzından çıkan “tümör” kelimesiyle tanıştı. O günden bugüne geçen yıllar, ameliyathane ışıkları, serum şişeleri, beyaz önlüklü umutlar ve kara haberlere direnişle geçti.
Seher’in bacağı, tıbbi raporlarda “kesilmesi önerilen uzuv” olarak yazıldı. Ama onun zihninde bu bacak, çocuk parklarında koşan, top peşinde yorulan, sabah okula yürüyen bacak olarak kaldı. “Bacağı kurtarmak” artık sadece tıbbi bir mesele değil, hayatını yeniden tanımlama kararıydı.
Üçüncü Ameliyat, Yeni Bir Başlangıç
Ailesi, son çare olarak Ankara’da bir özel hastanenin kapısını çaldı. Prof. Dr. Şefik Murat Arıkan ve ekibi, üçüncü kez bıçak altına yatan Seher’in bacağındaki tümörü tamamen temizledi. Üstelik 25 santimetrelik kısalık 10 santime indirildi. Birkaç saatlik operasyon, yıllarca taşınan korkuyu hafifletti. Ameliyat sonrası koltuk değneklerine yaslanarak ilk adımlarını attığında, “Yürümek” kelimesinin sözlük anlamı onun için baştan yazılmış oldu.
Hastane Günlüklerinden Kitap Sayfalarına
Seher, hastane odasında yazmaya başladığı günlüklerde, serum standını masa, kalemi silah, satırları ise moral mektupları yaptı. Daha 10 yaşındayken bu notlarını kitaplaştırdı. “Bunu kendim için değil, benim gibi zor günler yaşayan çocuklar için yazdım” diyor. Şimdi ise iyileşme sürecini anlatacağı ikinci kitabını hazırlıyor.
Hekimlerin Umut Cümleleri
Prof. Dr. Arıkan, “Amacımız onu yatağa mahkûm olmaktan kurtarmaktı, başardık. Zamanla tamamen desteksiz yürüyebilecek” derken, Op. Dr. Sinan Yılmaz, “Bu hastalık çoğu zaman uzuv kaybıyla sonuçlanır. Seher’de bunu önledik. Şimdi fizik tedavi ile bağımsız bir hayata hazırlanıyor” sözleriyle umut tablosunu tamamladı.
Bir Bacak, Bir Hayat
Seher Karakuş’un hikâyesi, yalnızca tıbbi bir başarı öyküsü değil; korkunun inada, inancın güce, gücün de yeni bir geleceğe dönüşmesinin kanıtı. O artık yürümeyi yeniden öğrenen bir genç kız değil, kendi kaderini yazan bir yazar.