Uzmanlara göre modern yaşamın vazgeçilmez parçası haline gelen şeker, yalnızca fiziksel sağlık için değil, zihinsel işleyiş açısından da ciddi bir tehdit oluşturuyor. Özellikle çocukları hedef alan yoğun pazarlama stratejileri, şekerin “masum” bir tatlandırıcıdan öte, bağımlılık yapan bir maddeye dönüştüğünü ortaya koyuyor.
Dopamin etkisiyle bağımlılık zinciri kuruluyor
Araştırmalar, şekerin beyindeki ödül mekanizmasını tetikleyerek tıpkı madde bağımlılıklarında olduğu gibi dopamin salgıladığını ve tekrar tüketim ihtiyacı yarattığını ortaya koyuyor. Bu durum, özellikle işlenmiş gıdaların yaygın kullanımıyla birlikte bağımlılık döngüsünü körüklüyor.
0-3 yaş grubu en kritik dönem
Kuzey Carolina Üniversitesi’nden Prof. Barry Popkin, damak tadı ve gıda tercihinin erken yaşta şekillendiğini belirterek, “0-3 yaş arasındaki çocuklara verilen şekerli mamalar, uzun vadeli alışkanlıkları belirliyor” dedi. Popkin, şekerli gıdaların sigara gibi bağımlılık yapan maddeler sınıfında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Nörobilim uyarıyor: Çocuklar en savunmasız grup
ABD’li nörobilimci Dr. Nicole Avena, şekerin dopamin sistemi üzerindeki etkilerinin madde bağımlılığına benzediğini belirtti. Avena, şekerli ürünlerin özellikle meşgul ebeveynlere “pratik çözüm” gibi sunulmasının, çocukları ömür boyu sürebilecek sağlık sorunlarına açık hale getirdiğini ifade etti.
Şekerli ürünlere tütün benzeri uyarı etiketleri önerisi
Avena, gıda ambalajlarında dikkat çekici sağlık uyarılarının etkili olabileceğini belirterek, “Tıpkı sigara paketlerindeki gibi büyük uyarılar insanların iki kez düşünmesini sağlayabilir” dedi.
Dijital pazarlama tehdidi büyüyor
Küresel Sağlık Savunuculuğu Kuluçka Merkezi’nden Dr. Veronica Schoj ise şekerli ve işlenmiş gıdaların “bağımlılık kriterlerini tam olarak karşıladığını” ifade etti. Özellikle dijital pazarlama araçlarıyla çocuklara yönelik içeriklerin agresif biçimde sunulmasının, sağlıksız tüketim alışkanlıklarını normalleştirdiğini söyledi.