İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Sağlık Sepsiste ilk müdahale önemli

Sepsiste ilk müdahale önemli

Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Sibel Temür, her 2,8 saniyede bir kişinin hayatına mal olan ve tıbbi acil bir durum olan sepsisi önlemenin en kolay yolunun enfeksiyonları önlemekten geçtiğini söyledi. Prof. Temür, ilk saatlerde yapılan acil müdahale ve kültür alınarak erken antibiyotik tedavisine başlanmasının sepsisten kayıpları yüzde 70 den, yüzde 20 ye düşürdüğüne işaret etti

Sepsisi, bağışıklık sistemimizin enfeksiyona karşı anormal yanıtı ile organ fonksiyon bozukluğuna varan hayatı tehdit eden hastalık durumu olarak tanımlayan Prof. Dr. Sibel Temür, “Hastalarda bazen enfeksiyon tarafı, bazen de organ yetersizliği ön planda oluyor. Ancak tablonun birlikte olduğuna şüpheyle yaklaşıp hızlı tanı ve acil tedavi başlanamıyorsa hayati risk % 70 leri buluyor” dedi.  Sepsis tablosunun hızlı seyri ve iyileşme sürecinde kişisel faktörlerin de çok önemli olduğunun altını çizen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Sibel Temür, “Bağışıklık sisteminin iyi olmadığı yaş grupları 1 yaş altı, 65 yaş üstü kişiler, dalağı alınmış olanlar, kronik hastalıkları olanlar (akciğer, kalp, böbrek rahatsızlıkları), diyabetikler, AIDS tanısı almış kişilerin sepsis açısından risk grupları arasında yer alıyor” dedi.

Pandemi etkiledi
Sepsisin bakteri, virüs, mantar, parazit gibi tüm olası patojen kaynaklı enfeksiyonlarla tetiklenebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Sibel Temür, bu nedenle viral pandemi döneminde bağışıklık sistemi iyi olmayanlarda yanıtların çok üzücü olduğunu söyledi.  Prof. Temür, “2 yıl önce, pandemi öncesi veriler yılda 30 milyon sepsis tanısı iken bu rakam pandemi sonrasında 47-50 milyona ulaştı” dedi.

Antibiyotikler olumsuz etkiliyor
Bununla birlikte son yıllarda tüm dünya için önemli bir sorun haline gelen antibiyotik direncinin de sepsisi olumsuz etkilediğine işaret eden Prof. Dr. Sibel Temür, konuyla ilgili şunları anlattı:  “Antibiyotik direnci, antibiyotiklerin çeşit, miktar ve süre olarak uygunsuz kullanımı ile artıyor. Bakteriyel enfeksiyonlarda elimizde savaşacak silah kalmıyor. Virüsler çok akıllı ve antivirallere direnç çok daha hızlı gelişiyor, yeni varyantlar çıkıyor. Direnç gelişmesi sepsiste tedaviyi olumsuz etkiliyor. Türkiye antibiyotiklere dirençte maalesef Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada. Bu da sepsis açısından ayrı bir risk oluşturuyor.”

Tüm vücudu etkileyen belirtiler var
Sepsisin belirtilerinin enfeksiyon odağına göre farklılıklar göstermekle birlikte hastada tüm vücudu ilgilendiren sistemik belirtilerin ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Sibel Temür, hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı:  “Hastaların farklı birçok sorunla karıştırdığı belirtiler arasında: Ateş, sersemlik ve geveleyerek konuşma, nörolojik durumda gerileme, aşırı titreme, kas ağrısı, şiddetli nefes darlığı, solunum sayısının dakikada 22 üzerine çıkması, kan basıncının düşmesi, gün boyu idrar yapamama, solgun, benekli, rengi değişmiş cilt ve ölecekmiş gibi hissetme.”

Uzun vadeli etkileri oluyor
Sepsisten iyileşen, hayatta kalan pek çok kişinin hafıza ve konsantrasyon zayıflığı veya travma sonrası stres bozukluğu gibi uzun vadeli sonuçlarla da karşılaşma riskinin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sibel Temür, sözlerine şöyle devam etti;  “Sepsis sonrası sağkalan olgular; taburculuk sonrası ortaya çıkan fiziksel problemler, bilişsel bozukluklar, tekrarlayan enfeksiyonlar veya sepsis ilişkili kronik organ yetmezlikleri ile sağlık kuruluşlarına yeniden başvurmak zorunda kalıyor. Tekrar sağlık kurumuna başvuru oranı çeşitli çalışmalarda değişiklik gösterse de % 50’nin üstünde izleniyor.”
 

Önlemek için farkındalık elzem
Sepsisi önlemenin en kolay yolunun enfeksiyonların önlenmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Temür, bunun da aşılama ve temel hijyenle yapılabileceğine işaret etti.   “Sepsis dünyadaki en önlenebilir yaşam kaybı nedenidir” diyen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Sibel Temür,  sözlerine şöyle devam etti: Aşılama, temiz sağlık tesislerine, temiz suya erişim gibi sağlık önlemleri ve hepsinden önce farkındalığın artırılmasıyla önlenebilir. Bir enfeksiyon sepsise yol açmışsa hızlı bir şekilde tanınmalı ve enfeksiyonun kaynağı antibiyotiklerle tedavi edilmeli. Enfeksiyonların erken tedavisi ve sepsisin erken tanınması hayat kurtarır. Sepsis tıbbi acil durumudur farkındalık olarak bilinmesi çok önemli. İlk saatlerde yapılan acil müdahale ve kültür alınarak erken antibiyotik tedavisine başlanması sepsisten kayıpları %70 den, % 20 ye düşürebiliyor.”