Yaz Sıcağında Şekerle Sınav
Güneş tepede, termometreler alarm veriyor. Ancak bir grup insan için bu yaz günleri yalnızca bunaltıcı değil; ciddi sağlık sınavlarıyla dolu. Diyabet hastaları, sıcak havalarda vücutlarını değil, kan şekeri değerlerini soğuk tutmak zorunda.
Suyun tadı yok diyenler, yeniden düşünsün.
Yazla birlikte en kritik unsur: sıvı dengesi. Ve hayır, gazlı içecekler, kafeinli buzlu kahveler değil çözüm. Sade su, maden suyu, şekersiz limonata... Kulağa sıkıcı geliyor olabilir ama sıcakla savaşta en sadık silahlar bunlar. Diyabeti olanlar içinse bir seçim değil, zorunluluk.
Gölge bir köşe bulun, saati unutmayın.
Sporu açık havada sevenler için kötü haber: Güneşin altında yapılan egzersiz, terleme dışında ciddi riskler taşıyor. En iyi çözüm, sabahın serinliği ya da akşamın hafifliği. Saat 11-17 arası? Unutun gitsin. Hele ki diyabete eşlik eden kalp hastalığınız varsa…
Bir baş dönmesi, sadece sıcaktan mı?
Güneş çarptı sanabilirsiniz. Ama bayılma, mide bulantısı, terleme, hatta kas krampları… Bunlar bazen hipogliseminin ayak sesleri. Yanınızda küçük bir meyve suyu yoksa, bu yazı zor geçirebilirsiniz. Doç. Dr. Gülçin Cengiz Ecemiş uyarıyor: “Önce kan şekerini kontrol edin, sonra serinlemeye bakın.”
İnsülin bavulda değil, elde olmalı.
Tatildeyiz diye gevşemek olmaz. İnsülin asla bagajda, arabada, torpidoda değil. Güneş ışığına maruz kalmış bir insülin, etkisini yitirir. Bu da tedavinin boşa gitmesi demek. Seyahatlerde küçük bir soğutucu çanta, hayat kurtarıcı olabilir.
“İyi hissediyorum” tuzağına düşmeyin.
Diyabet, bazen hissettirmez. Bu yüzden ölçüm şart. Hele ki yaz aylarında... Her gün en az bir kez, insülin kullananlarda ise 3-4 kez. Cihazınız çalışıyor mu, stripler sağlam mı, yanınızda mı? Hepsinden önemlisi: kan şekeriniz nerede?