Bilim Dünyasının Efsanevi İsmi
Dünyaca ünlü fizikçi Stephen Hawking, yalnızca bilime değil, insan iradesinin ve teknolojinin sınırlarını zorlayan yaşam öyküsüyle de tarihe geçti. ALS hastalığı nedeniyle tüm vücut fonksiyonlarını yitiren Hawking, yanağına yerleştirilen özel bir cihazla iletişim kurmayı başardı.
Teşhis ve Umutsuz Başlangıç
1942 yılında İngiltere’de doğan Stephen Hawking, 21 yaşındayken ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz) teşhisi aldı. Doktorların en fazla iki yıl ömür biçtiği genç fizikçi, zamanla hareket yetilerini kaybederek tekerlekli sandalyeye bağımlı hale geldi. Ancak Hawking’in bilim aşkı, tüm engellerin ötesindeydi.
Teknolojiyle İlk Temas

1977 yılında teknoloji devi Intel tarafından Hawking için özel bir tekerlekli sandalye tasarlandı. Bilgisayarla entegre çalışan bu sistem sayesinde, bir süre ellerini kullanarak ekrandaki kelimeleri seçip notlar alabiliyor ve sandalyeyi kontrol edebiliyordu. Fakat hastalığın ilerlemesiyle Hawking ellerini de kaybetti.
Yanağın Gücü
Bu noktada devreye, vücudunda hareket ettirebildiği tek kas olan yanağı girdi. Gözlüğüne yerleştirilen özel bir aparat sayesinde, yanağının en küçük hareketleri algılanıyor ve bilgisayara veri olarak aktarılıyordu. Bu teknoloji, Hawking’in yazı yazmasına, mouse hareketi yapmasına ve sesli konuşmalar gerçekleştirmesine imkân tanıdı.

Bir Cihazla Değişen Kader
Yalnızca bir yanağın kıpırtısıyla kurduğu bu sistem sayesinde Hawking, yaşamını yitirdiği 2018 yılına kadar bilimsel çalışmalarına devam etti. Kara delikler, zaman yolculuğu ve evrenin başlangıcı gibi konularda çığır açan teorilere imza atan Hawking, modern bilimin simgelerinden biri haline geldi.
Gelişmiş Sistem: ACAT ve Kızılötesi Sensör Teknolojisi
Hawking’in iletişimini sağlayan sistemin temelinde, Intel tarafından geliştirilen “Assistive Context-Aware Toolkit” (ACAT) adlı yazılım bulunuyordu. Bu yazılım, Hawking’in gözlüğüne yerleştirilen kızılötesi sensörle çalışıyor ve yanağındaki kasın en küçük hareketlerini algılayarak bilgisayar ekranındaki karakterleri seçmesine imkân tanıyordu. Sistem, bir sözcük seçildikçe bu kelimeleri birleştiriyor, ardından bu metinleri bir konuşma sentezleyicisi yardımıyla sesli hale getiriyordu. ACAT, yalnızca konuşma için değil; e-posta göndermek, internette gezinmek ve belgeler üzerinde çalışmak gibi birçok işlem için de Hawking’e tam dijital özgürlük sunuyordu. Bu teknoloji, sadece bir bilim insanının değil, insanlığın bilgiye ulaşma ve paylaşma biçimini de değiştirecek kadar güçlüydü.
İnsan Azmi ve Teknolojinin Gücü

Uzmanlara göre Hawking’in yaşamı, teknolojinin insan hayatındaki dönüştürücü gücünü ve azmin sınır tanımayan doğasını gözler önüne seriyor.
Kaynak: https://www.scienceabc.com/innovation/stephen-hawking-cheek-communication-help-computer-speech-generating-device.html