Acı tat hassasiyeti ile hastalıklar arasında genetik bir bağ vardır.
Avustralya’daki Queensland Üniversitesi tarafından yürütülen yeni bir genetik araştırma, bazı hastalık riskleri ile insanların acı tatlara karşı duyarlılığını belirleyen genetik yapı arasında dikkat çekici bir ilişki olduğunu ortaya koydu.
“TAS2R38” Geni Sağlıkla İlişkili mi?
Çalışmada, özellikle brokoli, lahana ve greyfurt gibi acı tat içeren yiyecekleri algılamada rol oynayan TAS2R38 adlı genin, bireylerin bipolar bozukluk ve kronik böbrek hastalıkları gibi rahatsızlıklara yakalanma eğilimleriyle bağlantılı olduğu tespit edildi.
Araştırmacılar, İngiltere merkezli geniş çaplı genetik veri tabanı UK Biobank’ta kayıtlı yaklaşık yarım milyon bireyin verilerini analiz etti.
“Süper Tat Alıcılar” Risk Grubunda mı?
Çalışmaya göre insanların yaklaşık %70’i TAS2R38 geninin en az bir kopyasına sahip. Ancak bazı bireyler bu genin iki kopyasını taşıyor. Bu kişiler, acı tatları çok daha yoğun şekilde hissediyor ve halk arasında “süper tadıcılar” olarak adlandırılıyor.
Genetik düzeyde bu duyarlılığın, tarihsel olarak zehirli bitkileri tanımayı sağlayacak evrimsel bir avantaj olarak geliştiği tahmin ediliyor.
Tat Tercihleri Sağlığı Etkileyebilir
Araştırma, genin taşıyıcılarının genellikle turp ve greyfurt gibi acı gıdalardan kaçındığını; buna karşılık salatalık ve kavun gibi daha hafif tatları tercih ettiklerini de ortaya koydu.
Bu tercihlerin, bireylerin beslenme alışkanlıklarını dolaylı yoldan etkileyerek bazı kronik hastalık risklerini artırabileceği öne sürülüyor.
Uzman Yorumu
Araştırma ekibi, tat algısını belirleyen genetik varyasyonların psikiyatrik bozukluklar ve kronik hastalıklarla olan bağının daha ayrıntılı şekilde incelenmesi gerektiğini vurguladı.
Bu çalışma, beslenme genetiği alanında yeni bir kapı aralayarak, kişiselleştirilmiş beslenme planlarının hastalık risklerinin yönetiminde nasıl etkili olabileceğine dair önemli ipuçları sunuyor.