İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Tek maske yetmez

Prof. Dr. Can Öztürk, ülkemizde günlük yeni tanı alan koronavirüs vaka sayılarının yeniden artmaya başladığına dikkat çekerek, yeni mutant virüslere karşı kapalı mekanlarda en az iki maske takılması gerektiğini söyledi

Covid-19 pandemisine karşı en yaygın ve en etkin korunma aracı olarak kullandığımız maskeler, mutant virüse karşı da bizi koruyabilir mi? Son zamanlarda yanıtı en çok merak edilen sorulardan biri de bu. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) İnhalasyon Tedavileri Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Can Öztürk, ülkemizde 21 ilde görülen ve çok daha hızlı yayılım gösteren yeni tip Covid-19 varyantına karşı normal maskelerin etkili olamayacağını belirtti. Bu nedenle iki maske takılması ve maskelerin kapalı alanlarda asla çıkarılmaması gerektiğini belirten Öztürk, asansörler, AVM ve büyük marketler, açık ofisli işyerleri, çağrı merkezleri, toplu taşım araçları ve uzun yol otobüsleri gibi ortamların bu dönemde, bulaş için en riskli yerler olabileceğine dikkat çekti.


Vaka sayılarındaki artış

Ülkemizde günlük yeni tanı alan koronavirüs vaka sayıları yeniden artmaya başladığına işaret eden Prof. Dr. Öztürk, şu değerlendirmeyi yaptı: “İnsanlarımızın maske ve mesafe kuralına uyumlarında bir değişiklik olmadığı halde, kısıtlamalarda bir yumuşama ve esneme söz konusu değilken bu vaka artışlarının yeni tip mutasyonlu virüslere bağlı olma olasılığı çok yüksek görünüyor. Nitekim Avrupa ülkeleri bu ciddi risk için, bu hafta itibarı ile seyahat kısıtlaması gibi çok sıkı yeni önlemler açıkladılar. Virüslerde mutasyonlar genellikle hastalık yapma ve bulaşıcı olma özelliklerinin azalması yönünde olurken, bu kez ortaya çıkan mutasyonların (İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya örneklerinde olduğu gibi) virüsün insan solunum yolları hücrelerine daha kolay yapışabilme ve daha az sayıdaki virüsle bile hastalık tablosunu oluşturabilme yönünde olduğu ortaya çıktı. Mutant virüslerin bu özellikleri, bugüne kadar çok üzerinde durulmayan, kapalı yerlerde ortam havasından bile bulaşabilme riskini ön plana çıkardı."

Havada asılı kalabiliyor

Öztürk, kapalı ortamlarda bulaş riskinin nasıl arttığını ise şöyle açıkladı: "Herhangi bir mutant virüs taşıyıcısından ortama yayılan solunumsal damlacıkların kapalı ve kuru havalı ortamlarda sıvı bölümü hızla buharlaşıyor. Özellikle ortam havası kuru ise bu buharlaşma çok hızlı oluyor. Ve damlacıklar çap ve ağırlık kaybederek aerosol partiküllerine dönüşüyor. Bu çok küçük aerosol partikülleri, damlacıklar gibi 1-2 metrelik bir alanda kalmayıp, havalandırma sistemlerinin etkisiyle çok uzaklara kadar gidebiliyor, çok hafif ve küçük olduklarından yer çekiminden etkilenmeyip havada asılı kalabiliyor. Kapalı ortamlara giren veya oralarda çalışan kişiler, 3 saate kadar havada asılı kalabildiği saptanan bu aerosol partikülleri inhale ettiklerinde (nefes alarak) çok az sayıda bile olsa, mutant virüsün RNA parçacıkları kişilerin ağız, burun, boğaz bölgesindeki hücrelerine sıkıca yapışıp hastalığı oluşturabiliyor."