Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Parçalı az bulutlu
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Yeni Birlik Gazetesi Sağlık Türkiye'yi Sessizce Sardı: Her Yıl 60 Bin Kişiyi Öldüren Sinek!

Türkiye'yi Sessizce Sardı: Her Yıl 60 Bin Kişiyi Öldüren Sinek!

Sivrisinek değil, daha tehlikeli: Kan emiyor, her yıl 60 bin kişi hayatını kaybediyor. Yaz aylarında artış gösteren yakarca sinekleri, taşıdığı Leishmania paraziti nedeniyle halk sağlığı için büyük tehlike oluşturuyor. Uzmanlar, Türkiye’de şark çıbanı ve kala-azar vakalarının arttığını söylüyor. En çok Akdeniz, Güneydoğu ve Ege bölgelerinde görülen bu sinekler, ölümcül hastalıkları taşıyabiliyor.

Uzmanlardan Kritik Uyarı: Yaz Aylarında Leishmania Tehdidine Dikkat

Yaz aylarının etkisini artırdığı bu dönemde, halk sağlığını tehdit eden yeni bir tehlike daha gündeme geldi. Sivrisinekten çok daha tehlikeli olan yakarca sinekleri (halk arasında bilinen adıyla tatarcık sinekleri), taşıdıkları Leishmania parazitiile özellikle Akdeniz, Güneydoğu, Ege ve Doğu Anadolu bölgelerinde ciddi sağlık riskleri oluşturuyor.

Uzmanların yaptığı değerlendirmelere göre, her yıl dünya genelinde yaklaşık 2,5 milyon kişi bu parazit nedeniyle hastalanıyor, 60 bin kişi ise hayatını kaybediyor. Türkiye'de ise bu sineklerin yol açtığı en önemli klinik tablolar arasında şark çıbanı ve kala-azar öne çıkıyor.

Yakarca Sineği Nedir? Neden Bu Kadar Tehlikeli?

Türkiye’de son yıllarda görülme sıklığı hızla artan bu sinekler, geceleri aktif oluyor ve fark edilmesi zor bir yapıya sahip. Phlebotomus cinsine ait olan bu canlılar, insanlara Leishmaniasis adı verilen ölümcül hastalığı bulaştırabiliyor.

Prof. Dr. Ahmet Özbilgin, Leishmania parazitinin dünya çapında yaygınlaştığını ve ölüm oranlarının ciddi seviyelere ulaştığını belirterek, “Bu hastalık sadece fiziksel değil, sosyal sonuçlarıyla da ciddi bir halk sağlığı problemidir” ifadelerini kullandı.

İç Organları Tutan Ölümcül Tehdit: Kala-Azar

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Ersoy, parazitin neden olduğu kala-azar hastalığının özellikle dalak, karaciğer ve kemik iliği gibi iç organları tuttuğuna dikkat çekerek, bu durumun ölümcül sonuçlara yol açabileceğinivurguladı. Aynı şekilde, çocuklarda sık görülen şark çıbanı da, deri lezyonlarına neden oluyor ve ciddi izler bırakabiliyor.

Yakarca Isırığı Belirtileri Nelerdir?

Dr. Yavuz Turan, yakarca ısırıklarının genellikle başlangıçta fark edilmediğini, ancak birkaç gün içinde şişlik, kızarıklık ve açık yara oluştuğunu belirtti. Bir haftadan uzun süren lezyonlarda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor.

Nasıl Bulaşıyor? Hayvanlar Aracılığıyla İnsanlara Geçiyor

Leishmania paraziti, enfekte hayvanları (köpek, tilki, kedi gibi) ısıran yakarca sineklerinin daha sonra insanı ısırmasıyla bulaşıyor. Nadir de olsa, kan nakli, anneden bebeğe geçiş veya iğne paylaşımı gibi yollarla da bulaşma ihtimali bulunuyor.

Korunmak İçin Alınması Gereken Önlemler

Uzmanlara göre, bu tehlikeli sineklerle mücadelede bireysel ve kamusal önlemler büyük önem taşıyor. İşte alınması gereken temel tedbirler:

Sineklik ve cibinlik kullanımı

Uzun kollu ve kapalı giysilerin tercih edilmesi

Çöp ve hayvan dışkılarının ortadan kaldırılması

Serin, nemli ve rüzgarsız bölgelerden uzak durulması

Ayrıca, yerel yönetimlerin ilaçlama, çevre temizliği ve farkındalık çalışmalarıyla aktif rol üstlenmesi gerekiyor.

İklim Değişikliği Yeni Riskleri Tetikliyor

Uzmanlar, küresel iklim değişikliğinin, göç hareketliliğiyle birleşerek bu ve benzeri tropikal hastalıkların Türkiye’de yaygınlaşmasına zemin hazırladığını ifade ediyor. Bu çerçevede, sağlık otoriteleri ve devlet kurumlarının güçlü önleyici politikalar geliştirmesi, halk sağlığının korunmasında hayati rol oynuyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *