İstanbul
Parçalı bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Sarp kayalık üzerindeki Micingirt Kalesi turizme kazandırılmayı bekliyor

Sarp kayalık üzerindeki Micingirt Kalesi turizme kazandırılmayı bekliyor

Orta Çağ'ın önemli kalelerinden biri olan Kars'ın Sarıkamış ilçesinde bulunan sarp kayalık üzerindeki Micingirt Kalesi, tarihi özellikleriyle turizme kazandırılmayı bekliyor.

Tarih boyunca ev sahipliği yaptığı birçok medeniyetten izler taşıyan kale, Orta Çağ'ın en şöhretli kalelerinden biri olarak nitelendiriliyor.

Tek parça halinde sarp kayalık üzerinde dikkati çeken kalenin 1000 yıldan fazla bir geçmişe sahip olduğu tahmin ediliyor.

Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Orta Çağ Tarihi Ana Bilim Dalı'ndan emekli Dr. Öğretim Üyesi ve tarih araştırmacısı Gürsoy Solmaz, AA muhabirine, Micingirt Kalesi'nde birçok dönemin izlerinin görüldüğünü, surlarında çeşitli medeniyetlerin izlerini taşıyan oyma taşların olduğunu anlattı.

Solmaz, "Evliya Çelebi'ye göre burası Akkoyunlu yapısı denilse de tartışmaya açıktır. 1394'lerde Timur'un geldiği, damgalarını vurduğu, kitabesini düştüğü önemli kavşak yerindeki kalemiz ve etrafındaki bir kısım yapılar Saltuklu sınırında olduğunun delili sayılır." dedi.

"İlhanlılar döneminde darphanenin bulunduğu yer"

Kalenin konumu itibarıyla önemli bir kavşak noktasında bulunduğunu ifade eden Solmaz, şu bilgileri verdi:

"Orta Çağ'da yukarı Pasinler'in merkezi olan bu köy, İlhanlılar döneminde darphanenin bulunduğu yer olarak tarih kitaplarında geçer. Buradan değerlendirerek Orta Çağ'ın en şöhretli kalelerinden birisidir. Değişik kervan yollarının, değişik savaşlara dahil olacak askerlerin geçiş güzergahı, 1202 yılında Selçuklu 2. Rükneddin Süleyman Şah ve Gürcü kraliçesi Tamara'nın savaşmış oluğu yer, köy ve mıntıka olarak bilinir.

Timur'un burada kalenin değişik yerlerinde çintemani denilen, it ayağı da diye anılan ve onun simgesi olan dünyanın 3 küresi, yan yana işlenmiş taşlar var. Burada İslami kitabeler depremde dökülmekle beraber tarihçilerimiz tarafından araştırılıp çevrilmiştir. Timur dönemi ve sonraki döneme ait bir kısım izleri burada görme imkanımız var."

Kalenin tarihi süreç içinde Arapların, Bizanslıların ve Selçukluların eline geçtiğini anlatan Solmaz, şunları kaydetti:

"Kalenin arka tarafında bir kümbet bulunur, Erzurum'daki kümbetle benzerlik gösterir. Buradaki çanak, çömlek kırığı, renkler, desenler, buranın tarihi zenginliğinin delilleridir. 9. yüzyıldan beri bu kale var, su künkleri burada bulunuyor. Mağara taşları, kuş ve kaplumbağa başlı taşlar var. Muhakkak turizme kazandırılmalı, gelenler buraya ilgi göstereceklerdir. Böylesine tarihi eserlerin bulunduğu coğrafya ve yerleşke çok az."