ABD'nin Yaptırımı Kıta'da Şok Etkisi Yarattı
Avrupa liderleri, son gelişmelerle birlikte Amerikan teknoloji şirketlerine olan bağımlılıklarını ciddi biçimde sorgulamaya başladı. Bu uyanışın fitilini ateşleyen olay, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Khan’a yaptırım uygulaması oldu. Khan’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama kararı çıkarması Trump'ı yaptırım sebebi olarak değerlendiriliyor.
Microsoft'tan Tartışmalı Müdahale
Khan’a yönelik yaptırımların hemen ardından, Microsoft, kendisinin kurumsal e-posta hesabını tek taraflı olarak kapattı. Bu durum, Avrupa'daki siyasi ve dijital çevrelerde büyük rahatsızlık yarattı. Eski Danimarka diplomatı ve bir dönem Microsoft yöneticisi olan Casper Klynge, bu adımı “Avrupalıların uzun süredir aradığı açık delil” olarak yorumladı. Ona göre, bu müdahale, ABD şirketlerinin siyasi direktiflerle kullanıcı hizmetlerini askıya alabileceğini gözler önüne serdi.

ProtonMail’e Geçiş: İlk Kaçış Başladı
Olayın ardından bazı UCM çalışanları, İsviçre merkezli şifreli e-posta servisi ProtonMail’e geçerek ilk kopuş adımını attı. Bu geçiş, sadece bir e-posta tercihi değil; Avrupa’nın dijital egemenlik arayışının da sembolü haline geldi.
Klynge bu durumu şöyle özetliyor:
“Eğer ABD yönetimi bir kişi ya da kurumu hedef alırsa, Amerikan şirketlerinin buna uymak zorunda kalacağı korkusu var.”
Microsoft’tan Geç Gelen Önlem
Eleştirilerin ardından Microsoft’tan gelen açıklama dikkat çekiciydi: Şirket, benzer durumlar için müşteri haklarını koruyacak yeni politikalar geliştirdiklerini duyurdu. Ayrıca, bu ay başında yaptırım uygulanan dört UCM yargıcının e-posta hesaplarının kapatılmadığını belirtti.
CEO Satya Nadella ise Avrupa kamuoyunu yatıştırmak adına bu hafta içinde yeni bir girişim açıkladı:
“Egemen çözümler” – Avrupa kurumlarına özel, bağımsız ve güvenli dijital hizmet paketleri.
Avrupa Dijital Egemenliğin Peşinde
Yaşananlar, Avrupa’nın dijital altyapısının ne kadar kırılgan olduğunu ve ABD’ye ne denli bağımlı hale geldiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu olay, birçok Avrupa ülkesinde, ABD merkezli teknoloji devlerine alternatif çözümler üretme çağrılarını güçlendirdi.
Artık Avrupa, sadece veri değil, dijital kaderini de kendi ellerine almak istiyor.