Maymun Beyninden İlhamla: Yapay Zekâda Yeni Dönem
Zhejiang Üniversitesi'nin liderliğinde geliştirilen Darwin Monkey, 960 özel çipten oluşuyor. Her bir çip, 2 milyardan fazla nöron ve 100 milyar sinapsı destekleyebiliyor. Bu sayı, bir makak maymununun beynindeki sinir bağlantılarıyla neredeyse birebir örtüşüyor. Projenin arkasındaki ekip, sistemin "daha ileri düzeyde beyin benzeri zekâya" doğru atılmış bir adım olduğunu savunuyor.
Bu yapı, geleneksel yapay zeka sistemlerinden farklı olarak nöromorfik mimariye dayanıyor. Yani beyin işleyişini yalnızca taklit etmekle kalmıyor, onunla aynı prensiplere göre işlem yapıyor. Bu teknoloji sayesinde yapay zekâ sistemleri, hem enerji verimliliği hem de işlem kapasitesi açısından çarpıcı ilerlemeler kaydedebiliyor.
İnsan Beyni Sırada Mı?
Makak maymunları, zekâ seviyesi yüksek hayvanlar olarak bilinse de insan beyniyle kıyaslandığında birçok kritik işlevden yoksunlar. Özellikle konuşma, soyut düşünce ve karmaşık sosyal ilişkiler gibi insanlara özgü beyin fonksiyonları, hâlâ aşılması gereken büyük engeller arasında.
Ancak bilim insanları, Darwin Monkey gibi platformların, beyin benzeri yapay zekânın evriminde önemli kilometre taşları olduğuna dikkat çekiyor. Örneğin, sistemin üzerine inşa edildiği Çin menşeli DeepSeek yapay zekâ modeli, mantıksal akıl yürütme, içerik üretimi ve matematiksel problem çözme gibi görevleri yerine getirebiliyor.
Hala Point'ten Daha Güçlü
Bu alandaki en güçlü rakiplerden biri, Nisan 2024’te Intel tarafından tanıtılan Hala Point sistemiydi. Ancak onun yalnızca 1.15 milyar yapay nörona sahip olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Darwin Monkey’nin kapasitesi neredeyse iki katı düzeyinde. Sandia Ulusal Laboratuvarları tarafından kullanılan Hala Point, şu anda ileri düzey beyin ölçekli hesaplamalar için test ediliyor.
Nöromorfik Yarış: Fareden Maymuna
Zhejiang Üniversitesi'nin nöromorfik yolculuğu Darwin Mouse ile başladı. 2020’de geliştirilen bu sistem, 120 milyon yapay nörona sahipti. 2023 yılında geliştirilen Darwin 3 çipleriyle nöromorfik kapasite önemli ölçüde arttı ve nihayet 2025’te Darwin Monkey ortaya çıktı.
Yeni sistemde geliştirilen işletim sistemi, nöromorfik görevlerin aynı anda işlenmesini ve sistem kaynaklarının dinamik olarak optimize edilmesini sağlıyor. Bu da, yalnızca yapay zekâ uygulamalarında değil, ileri seviye bilgi işlem alanlarında da performans artışı anlamına geliyor.
Enerji Verimliliği ve Öğrenme Yeteneği Ön Planda
Araştırmacılar, bu tür sistemlerin yalnızca işlem kapasitesiyle değil, enerji verimliliğiyle de öne çıktığını vurguluyor. Mevcut derin öğrenme modellerinin giderek daha fazla enerji tüketmesi, sürdürülebilirlik açısından ciddi bir sorun haline gelmiş durumda.
Darwin Monkey, denetimsiz çevrim içi öğrenme yeteneğiyle bu alanda da çığır açabilir. Yani sistem, dışardan müdahale olmadan kendi kendine öğrenebiliyor. Bu, yapay zekânın sadece daha akıllı değil, aynı zamanda daha “canlı” bir hale gelmesini sağlayabilir.