Sosyal Medyanın Kaçınılmaz Çıkmazı
Uzmanlar uzun süredir sosyal medyanın, nefret söylemi ve dezenformasyon üreten bir zemine dönüştüğünü vurguluyor. Reklam gelirlerini artırmaya odaklanan platformlar, kullanıcıların öfke yüklü içeriklerle ekranda daha uzun süre kalmasını teşvik ediyor.
Tamamen Botlardan Oluşan Bir Deney
Amsterdam Üniversitesi’nden Petter Törnberg ve ekibi, OpenAI’nin GPT-4o modelini kullanarak yalnızca yapay zekâ sohbet robotlarından oluşan bir sosyal ağ kurdu. Bu ağda, kutuplaşmayı engelleyebilecek yöntemleri test ettiler.
Denenen stratejiler arasında:
- Kronolojik akış kullanmak
- Farklı bakış açılarını öne çıkarmak
- Takipçi sayısını ve profilleri gizlemek
- Biyografi alanlarını kaldırmak yer aldı.
Ancak sonuçlar hayal kırıklığı yarattı. Bazı önlemler küçük etkiler gösterse de, hiçbiri sorunun kökünü çözmedi. Dahası, bazı yöntemler ortamı daha da radikalleştirdi.
Kronolojik Akışın Ters Etkisi
Haber akışını kronolojik hale getirmek, içerikler arasındaki dikkat eşitsizliğini biraz azalttı. Fakat bu kez, aşırılıkçı içerikler daha görünür hâle geldi. Bu da sosyal medyanın, Elon Musk’ın iddia ettiği gibi “dijital bir kent meydanı” olma hayalini zora soktu.
Toksik Ağların Mekanizması
Törnberg’e göre sorun sadece içeriklerde değil, aynı zamanda ağ yapılarında yatıyor. Toksik içerikler, kullanıcıların karşılaştığı içerik akışını yeniden şekillendiriyor ve bu da kısır bir döngü yaratıyor. Böylece az sayıda paylaşım, en yüksek görünürlüğe ulaşıyor.
Yapay Zekâ Çağında Daha Derinleşen Sorun
Araştırmacılar, üretken yapay zekâ çağında bu etkinin daha da büyüyebileceğini belirtiyor. Törnberg, özellikle X (eski Twitter) gibi platformlarda yapay zekânın, sadece dikkati en üst seviyeye çıkarmayı hedefleyen içerikler üretmek için kullanılacağını ifade ediyor.
Yanlış bilgi ve kutuplaşma, yapay zekâ ile birlikte daha da görünür hâle gelebilir. Törnberg, “Geleneksel sosyal medya modellerinin bu çıkmazı aşabileceğini sanmıyorum” diyerek tabloyu özetliyor.