Desalinasyona Son: Deniz Suyundan Temiz Enerji
Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Sharjah Üniversitesi’nden araştırmacılar, doğrudan deniz suyundan hidrojen üretebilen yenilikçi bir teknoloji geliştirdi. Bu yöntem, pahalı tuzdan arındırma tesislerine ihtiyaç duymadan çalışıyor.
Araştırma, saygın bilim dergisi Small’da yayımlandı. Ekip, herhangi bir kimyasal katkı olmaksızın, deniz suyundaki mineral tuzları ayrıştırmadan hidrojen elde etmeyi başardı.
Paslanmaya Dayanıklı Elektrot ile Sıçrama
Projeye öncülük eden Dr. Tanveer Ul Haq, geliştirilen çok katmanlı elektrotun deniz suyunda oluşan klorür iyonlarının neden olduğu korozyona karşı son derece dayanıklı olduğunu belirtti.
“Yaptığımız tasarım, hem koruyucu hem de tepkimeyi artırıcı bir mikro ortam yaratarak yüksek verimle hidrojen üretiyor,” diyen Ul Haq, bu elektrotun uzun süreli kullanımda bile performans kaybı yaşamadığını vurguladı.

Gerçek Deniz Suyu Koşullarında Üstün Performans
Araştırmacılar, sistemin enerji girişinin %98’ini doğrudan gaz çıktısına dönüştürdüğünü ve hipoklorit gibi zararlı yan ürünler oluşturmadığını belirtiyor. Bu da teknolojiyi hem çevre dostu hem de ekonomik kılıyor.
Çalışmanın eş yazarı Prof. Yousef Haik, teknolojinin özellikle güneşli ama su kaynakları kısıtlı ülkeler için büyük potansiyele sahip olduğunu söyledi:
“Bu sistem, güneş enerjisiyle çalışan hidrojen çiftlikleri kurmamızı sağlayabilir. Güneş ışığı ve deniz suyunu kullanarak sıfır emisyonlu yakıt üretimi artık mümkün.”
Sistem, 300 saat boyunca aralıksız çalışmasına rağmen performans kaybı yaşamıyor. Elektrot üzerindeki karbonat katmanı, sistemi kimyasal saldırılardan koruyan bir elektrostatik kalkan işlevi görüyor.
Temiz Enerjiye Ulaşmanın Yeni Yolu
Bu buluş, gelecekte modüler, güneş enerjili hidrojen jeneratörleri üretiminin önünü açabilir. Araştırmacılar, şimdi teknolojiyi laboratuvar dışına taşıyarak, pilot ölçekli testlere hazırlanıyor.
“Bu sadece bir laboratuvar deneyi değil; gerçek dünya uygulamaları için hazır,” diyor Dr. Ul Haq. “Deniz suyunu bir engel değil, bir fırsat olarak görüyoruz.”