Emoticon: Klavyenin Duygusal Gücü
Emoticon, yani duygusal ikon, klavyedeki karakterlerle oluşturulan yüz ifadeleridir. 🙂 veya 😞 gibi emojilere benzeseler de aslında temel fark, emoticon’ların karakter diziliminden oluşmasıdır. Örneğin:
- Gülümseme:
:-) - Üzgün yüz:
:-( - Gülme:
XD - Şaşkınlık:
O_O

Emoticon'lar yatay şekilde okunur ve internetin ilk dönemlerinde, özellikle sohbet platformlarında jest ve mimikleri yazıya dökmenin yaratıcı bir yoluydu. Bu ikonlar sayesinde duygular daha hızlı ve etkili bir şekilde iletilebiliyordu.

Emoticon’un hikâyesi 1982’de, Carnegie Mellon Üniversitesi’nde yapılan bir şakanın yanlış anlaşılmasıyla başladı. Ardından Dr. Scott E. Fahlman, şaka ve ciddi mesajları ayırmak için :-) ve :-( karakterlerini önerdi. Bu da emoticon çağının başlangıcı oldu.

Emoji: Görsel İletişimin Evrimi
Emoji, Japonca’da "resim" (e) ve "karakter" (moji) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Klavyeye bağlı kalmadan, doğrudan küçük resimlerle duygu ve düşünceleri yansıtan simgelerdir.
1999’da Shigetaka Kurita tarafından geliştirilen ilk emoji seti, yalnızca 12x12 piksel büyüklüğündeydi ve Japon manga sanatından esinlenilmişti. Ancak 1997’de SoftBank tarafından ilk emoji koleksiyonu piyasaya sürülmüştü.
Apple, 2007’de Japon kullanıcıları çekmek için iPhone'a gizli bir emoji klavyesi ekledi. Ancak kısa sürede Kuzey Amerika'da da popülerlik kazandı. Bugün neredeyse tüm mesajlaşma uygulamalarında, farklı cihazlarda uyumlu şekilde çalışan Unicode destekli emoji setleri mevcut.
🎉 Örneğin:
- Duygular: 🙂 🙁 😍
- Nesneler: 🍕 🚗 🐈
- Simgeler: ❤️ ✔️ 💯
Emoticon mu Emoji mi?
Karakterlerle oluşturulmuş bir yüz ifadesi görüyorsanız, bu bir emoticon’dur. Ancak karşınızda küçük bir çizgi film karakteri veya görsel bir simge varsa, o zaman bir emojiyle karşı karşıyasınız.
İkisinin ortak noktası ise iletişimi daha duygusal, eğlenceli ve etkili hale getirmeleri. İnternetin yazılı iletişime getirdiği bu görsel boyut, artık dijital kültürün vazgeçilmez bir parçası.