Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Teknoloji Klavye ve mouse devri sona mı eriyor? Yerini ne alacak?

Klavye ve mouse devri sona mı eriyor? Yerini ne alacak?

Yapay zeka sayesinde bilgisayarla etkileşim yepyeni bir döneme giriyor. Peki sesli komutlarla her şey mümkünken fiziksel klavye ve fare hâlâ neden vazgeçilmez?

MUHABİR: Bülent Çolakoğlu

Son Adımda Tıkanan Teknoloji: Klavye ve Fareye Hâlâ İhtiyacımız Var mı?

“Hey ChatGPT, ekranın sol alt köşesindeki açılır pencerede yer alan şifre alanına tıkla, ‘XUS&(#($J)’ yaz ve Enter’a bas.”
Bunu söylemektense, ucuz bir fareyle tıklayıp 12 karakteri gürültülü klavyemde yazmayı tercih ederim.

Yapay zekâ ile sesli komutlar vererek Liverpool maçı için sekiz kişilik bilet almak ve ödeme ekranına kadar gelmek gerçekten etkileyici. Ancak şifreyi bir ofiste sesli şekilde söylemek ya da son tıklamayı yapmak konusunda aynı güveni hissediyor muyuz?

Google, OpenAI ve Anthropic gibi devlerin sergilediği etkileyici yapay zekâ demolarından sonra pek çok kişi bu soruyu sormaya başladı: Fare ve klavye gerçekten sona mı yaklaştı?

Google I/O’da Vaat Edilen Yeni Dönem: Ekrana Dokunmadan Her Şey Mümkün mü?

Google’ın bu yılki I/O etkinliğinde tanıttığı Gemini, yalnızca Android cihazları değil, Gmail’den Google Maps’e kadar tüm Google servislerini dönüştürme potansiyeli taşıyor.

En dikkat çekici projelerden biri olan Project Mariner ve onun devamı niteliğindeki Project Astra, kullanıcıların ekranla etkileşime girmeden sadece konuşarak işlem yapmalarını hedefliyor. Bir kullanım kılavuzundaki bilgiyi, bağlamı tekrar etmeye gerek kalmadan YouTube’daki eğitici bir videoya taşımak artık mümkün.

Yapay zekânın artık gerçek bir “hafızaya” sahip olduğu izlenimi verilse de, her şeyin sonunda hâlâ bir fare tıklamasına ya da klavye girişine ihtiyaç duyuluyor.

Yapay Zekâda "Son Kilometre" Problemi

Windows ve macOS gibi işletim sistemleri uzun süredir sesli erişim araçları sunuyor. Ancak bu araçlar hâlâ sınırlı ve çoğunlukla erişilebilirlik ihtiyaçları için tasarlanmış durumda.

Anthropic'in geliştirdiği Claude Computer Use, kullanıcının komutlarını anlayarak ekranı takip eden, tıklayan ve metin yazan bir yapay zekâ ajanı sunuyor. Apple’ın Vision Pro gözlüğüyle entegre edilen göz takibi ve el hareketleriyle, komutlar fiziksel müdahale olmadan gerçekleştirilebiliyor.

Ancak hâlâ bazı işler, örneğin bir Excel hücresine değer girip etiket koymak gibi, en kolay elle yazılarak yapılıyor. “Hey Gemini, D5 hücresine 4895 dolar yaz ve 'uçak bileti gideri' olarak etiketle,” demektense, yazmak çok daha pratik.

Risk Faktörü: Kimlik Doğrulama ve Güvenlik Sınırları

Her ne kadar yapay zekâ ödeme ekranına kadar bizi taşıyabilse de, iş şifre girme, parmak izi okutma veya kimlik doğrulama uygulamasını açma aşamasına geldiğinde kontrolün insanda kalması gerekiyor. Ne bir uygulama geliştiricisi ne de bir işletim sistemi üreticisi bu kritik aşamaları tamamen otomatikleştirmeye razı olur.

Google’ın Gemini modeli kullanıcı alışkanlıklarını öğrenebilir, ancak bu da bilgisayar kullanımınızı detaylı şekilde izlemesini gerektiriyor — ve bu da yine klavye ve fareye olan bağımlılığı ortadan kaldırmıyor.

Bu sistem, geleneksel klavye ve fareye kıyasla çok daha hızlı komut verme imkânı sunsa da, yine de bir sanal klavye ve imleç kullanımı içeriyor. Yani yerine geçen araç farklı olsa da konsept aynı kalıyor.

Gerçekçi Olalım: Tamamen Sesle Kontrol Şimdilik Uzak Bir Hayal

Bugün bile mevcut olan WowMouse gibi uygulamalar, akıllı saatinizi hareketleri algılayan bir fareye dönüştürebiliyor. Ancak bu sistemler sadece imleç ve tıklama için yeterli; yazı yazmak için bir alternatif sunmuyorlar.

Üstelik geliştiricilerin uygulamalarına doğal dille kontrolü entegre etmeleri uzun zaman alacak. Kaldı ki güvenlik açısından bu tür sistemlere tam yetki vermek hâlâ çok büyük bir risk.