Çocukken bir Kaçıştı, Şimdi Vakit Kaybı Gibi Hissediliyor
Video oyunları bir zamanlar bizim için hayal gücünün kapılarını aralayan, saatlerce başından kalkamadığımız eğlenceli dünyalardı. Ama bugün, oyun konsolu elimizdeyken bile ekranın başında uzun süre duramıyoruz. Neden mi? Çünkü hayat artık çok daha kalabalık.
İş stresi, yetişkin sorumlulukları, ev işleri, aile derken kafamızı boşaltacak vakti bile zor buluyoruz. Hal böyleyken bir oyunun menüsünü geçmek bile insana zahmetli geliyor. Oyunlar yerinde duruyor, ama biz değişiyoruz.
Kafa Dağıtmak İçin Oyun Açıyoruz, Ama Düşüncelerimiz Yükleniyor
Bazen oyuna başlarken “biraz kafam dağılsın” diyoruz, ama oyundaki görevler bile bir süre sonra ikinci bir iş gibi hissettiriyor. Özellikle de yüksek zorluk seviyesine sahip, “challenge” odaklı yapımlar, keyif vermek yerine daha fazla baskı oluşturabiliyor.
Bu yüzden oyun türü seçimi artık sadece zevke değil, ruh hâline göre de değişiyor. Kimileri için sakin bir çiftlik oyunu, kimileri için adrenalin dolu rekabetçi maçlar daha uygun. Önemli olan, o anki psikolojik yükünüze en iyi gelecek oyunu bulmak.
Anne Baba Olduysan, Gamepad Artık Ortak Mülk
Eğer çocuk sahibiyseniz, oyun oynamak planlı bir lükse dönüşebilir. Kulağa komik gelse de, pek çok ebeveyn oyun oynarken çocuklarının ellerine ani bir şekilde kontrolcüye saldırmasıyla karşılaşır. Bu da özellikle çevrim içi oyunlarda tam bir kaosa neden olabilir.
Ama mesele sadece dikkat dağınıklığı değil. Çocukla birlikte artan sorumluluk, oyunlara ayrılan zamanı da ciddi şekilde kısıtlıyor. Dahası, eğer eşiniz oyunlara olumsuz yaklaşıyorsa, bu durum bir süre sonra psikolojik baskıya dönüşebilir.
Eskiden Zevk Aldığınız Şeyler Sizi Artık Sıkıyorsa: Bu Tükenmişliktir
Hiç hevesle açtığınız oyunların birkaç dakikasında sıkılıp kapattığınız oldu mu? Ya da koca oyun arşivinde ne oynayacağınızı bilemediğiniz? Bu bir tür oyun tükenmişliği.
Aslında bu, beynin “biraz uzaklaş, dinlen” deme şeklidir. Belki birkaç gün oyunlardan uzak kalıp farklı hobilerle ilgilenmek gerekiyor. Sonra yepyeni bir tür ya da daha önce denemediğiniz bir bağımsız yapım sizi tekrar oyunun içine çekebilir.
Yaş almak, oyunlardan keyif almayı bırakmak anlamına gelmez. Ancak yaşam tarzı değiştikçe, oyunla kurduğumuz ilişki de değişir. Önemli olan kendinizi tanımak, neyin sizi rahatlattığını keşfetmek ve o deneyime alan açmak.
Unutmayın, bazen sadece yeni bir şey denemek ya da kısa bir ara vermek bile oyunlara bakışınızı tamamen değiştirebilir.