Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin bilim, teknoloji ve inovasyon alanındaki iddialı yükselişini gözler önüne seren önemli verileri kamuoyuyla paylaştı. Bakan Kacır'ın değerlendirmelerine göre, Türkiye, üniversitelerden teknoparklara, yenilikçi girişimlerden nitelikli insan kaynağına uzanan geniş ekosistemiyle artık yalnızca bölgesel değil, küresel çapta bir Araştırma ve Geliştirme (AR-GE) üssü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
AR-GE Harcamalarında 4 Milyar Dolarlık Sııçrama
Bakan Kacır'ın vurguladığı en çarpıcı gelişme, AR-GE harcamalarında yaşanan keskin yükseliş oldu. Ülke genelindeki toplam AR-GE harcamaları, sadece bir yıl içinde 16 milyar dolardan 20 milyar dolara tırmanarak ciddi bir atılım kaydetti. Bu ivme, Türkiye'nin teknolojik bağımsızlık ve yüksek katma değerli üretime verdiği önemin somut bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
Özel Sektör Liderliği Ele Aldı
AR-GE ekosistemindeki dönüşümün itici gücü özel sektör oldu. Toplam AR-GE harcamalarının yüzde 64,8'i gibi büyük bir kısmının şirketler tarafından gerçekleştirilmesi, devletin teşvik mekanizmalarının ve doğru politikaların özel sektör nezdinde karşılık bulduğunu teyit ediyor. Bakan Kacır bu durumu, "Özel sektörümüzün bu faaliyetlere yoğunlaşması, atılan adımların ne denli doğru olduğunu kanıtlıyor," şeklinde yorumladı.
Nitelikli İnsan Kaynağı ve Kadın Gücü
Türkiye'nin AR-GE insan kaynağı da hızla büyüyor. Bir yıl içinde 20 bin kişilik artışla 311 bine ulaşan bu nitelikli ordunun yapısı dikkat çekiyor. Özellikle kadın araştırmacıların AR-GE alanındaki etkinliği belirginleşiyor. Toplam AR-GE insan kaynağının yüzde 34,2'si kadınlardan oluşurken, yükseköğretim kurumlarındaki AR-GE çalışanlarının ise neredeyse yarısı, yüzde 47,9'u kadın araştırmacılardan meydana geliyor.
Yüksek Teknolojiye Net Odaklanma
İmalat sanayisindeki AR-GE faaliyetlerinin niteliği de Türkiye'nin stratejik hedeflerini yansıtıyor. Sektördeki AR-GE harcamalarının yüzde 46,9'u yüksek teknoloji, yüzde 40,2'si ise orta-yüksek teknoloji alanında faaliyet gösteren girişimler tarafından yapılıyor. Bu dağılım, ülkenin yüksek katma değerli ve rekabet gücü yüksek ürünler üretme vizyonuna uygun bir şekilde kaynaklarını yönlendirdiğini gösteriyor.
Ayrıca, dolaylı AR-GE teşviklerinin (kurumlar vergisi, gelir vergisi, KDV) şirketlerin AR-GE harcamaları içindeki payı, 2015'ten 2024'e kadar 10 puan artışla yüzde 25'e yükseldi. Bu artış, devletin inovasyona olan desteğinin kurumsal maliyetler üzerindeki etkisini ve şirketleri teşvik etme gücünü ortaya koyuyor.
Bakan Kacır, tüm bu verileri birleştirerek, Türkiye'nin güçlü ekosistemiyle birlikte bilim ve teknoloji alanında küresel bir aktör olarak konumunu pekiştirdiğini ve geleceğin teknoloji üssü olma hedefine kararlılıkla yürüdüğünü bir kez daha ifade etti.