Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Teknoloji Tübitak ve ufuk Avrupa, kuantum teknolojilerinde işbirliğine gidiyor

Tübitak ve ufuk Avrupa, kuantum teknolojilerinde işbirliğine gidiyor

TÜBİTAK, Ufuk Avrupa ülkeleriyle kuantum, yapay zeka ve uzay teknolojileri alanında dev AR-GE projelerine başlıyor.

MUHABİR: Gökhan Erek

Türkiye, teknolojide yeni bir dönemin eşiğinde. TÜBİTAK öncülüğünde yürütülecek ve Ufuk Avrupa ülkeleriyle birlikte geliştirilecek yüksek hassasiyetli AR-GE projeleri, kuantum yazılımlardan yapay zeka destekli uzay çözümlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. 2025 yılına odaklanan bu stratejik işbirliğiyle sadece bilim dünyası değil, endüstriyel sektörler de uluslararası sahnede güç kazanmaya hazırlanıyor.

"TÜBİTAK-Ufuk Avrupa Ülkeleri Hassas Teknolojiler 2025 Çağrısı" ile ilan edilen bu yeni vizyon, Türkiye'nin yüksek teknolojiye dayalı üretim ve gelişim yolculuğuna güçlü bir ivme kazandıracak. Özellikle kuantum hesaplama, üretken yapay zeka ve uzay sistemlerinde atılacak adımlar, geleceğin kritik teknolojilerinde söz sahibi olmayı hedefliyor.

kuantum hesaplama ve yapay zeka birleşiyor

Bu yeni dönem projelerinde kuantum teknolojileri özel bir öneme sahip. Kuantum hesaplama alanında; bağımsız yazılım projeleriyle kuantum simülasyon araçları, hata düzeltme kodları ve makine öğrenimi algoritmaları geliştirilecek. Özellikle finans, ilaç keşfi ve ileri malzeme bilimi gibi karmaşık problemler için devrim niteliğinde çözümler sunulması bekleniyor.

Bununla birlikte kuantum çip tasarımı ve sistem entegrasyonu gibi alanlarda da araştırmalar desteklenecek. Kuantum teknolojilerinin bugünden yarına uzanan dönüşüm yolculuğunda, Türkiye’nin bilimsel kapasitesi Avrupa'nın birikimiyle birleşecek.

üretken yapay zeka: sanayi ve tıpta yeni bir çağ

Yapay zeka, bu projelerin en geniş yelpazeli tematik başlıklarından biri. Üretken yapay zeka sadece veri analizinde değil, artık robotik otomasyon, havacılık ve sağlık teknolojileri için de anahtar rol oynayacak.

Aerodinamik açıdan optimize edilmiş uçak parçaları tasarlanabilecek,

Genetik verilerden hastalık risk analizi yapılabilecek,

Sanal dünyalar için VR ve AR içerikleri üretilebilecek.

Ayrıca, kamusal hizmetlerin dijital dönüşümü kapsamında, üretken yapay zekanın kamu kurumlarında da yaygınlaştırılması hedefleniyor. Bu durum, kamu hizmetlerinin daha etkin ve sürdürülebilir hale gelmesine zemin hazırlayacak.

uzay projelerinde dijital ikiz teknolojisi ve yapay zeka destekli rehberlik

Türkiye, artık sadece izleyen değil, uzay teknolojileri üreten ülkeler arasında yer almak istiyor. Yeni çağrının önemli ayaklarından biri de uzay sistemleri ve iletişim altyapıları. Geliştirilecek projelerde, otonom roket kontrol sistemlerinden dijital simülasyonlara kadar birçok alanda yenilikçi çözümler desteklenecek.

Bu kapsamda:

Yörüngede yeniden yapılandırılabilir uydu sistemleri,

Uydular arası iletişim protokolleri,

Yer istasyonlarına veri aktarımını hızlandıran dijital çözümler ön plana çıkıyor.

Ayrıca, afet yönetimi, çevre izleme ve tarımsal verimlilik gibi kritik konulara hizmet edecek otomatik uydu görüntüsü işleme algoritmaları da projeler arasında yer alıyor.

destek kapsamı ve başvuru süreci

Bu stratejik işbirliği için başvurular TÜBİTAK Proje Başvuru Sistemi üzerinden elektronik imzayla yapılacak. Son başvuru onay tarihi 10 Kasım, elektronik imza süresi ise 17 Kasım olarak belirlendi. Projelerin değerlendirilmesi Kasım 2025 - Şubat 2026 arasında tamamlanacak ve kabul edilen projeler Mart 2026 itibarıyla başlayacak.

Projelerin süresi en fazla 24 ay olarak belirlenirken, TÜBİTAK tarafından sağlanacak katkılar proje türüne göre farklılık gösterecek.

Yükseköğretim kurumları ve kamu kuruluşları %100 desteklenirken,

KOBİ’ler %75, büyük ölçekli özel kuruluşlar ise %60 oranında destek alacak.

Her bir proje kapsamında en az bir Türk kuruluşu ile bir Ufuk Avrupa ülkesi kuruluşu işbirliği yapacak.

geleceğe açılan kapı: teknolojiyle büyüyen Türkiye

TÜBİTAK’ın bu hamlesi yalnızca bir bilimsel çağrı değil; Türkiye'nin teknolojideki liderlik iddiasını güçlendiren bir stratejik açılım. Genç araştırmacılardan kurumsal Ar-Ge birimlerine, akademiden özel sektöre kadar çok sayıda paydaşın dâhil olacağı bu süreç, ülkenin bilim ve teknoloji tabanlı büyümesini destekleyecek.

Üniversite öğrencisinden deneyimli mühendise, yazılım geliştiriciden sağlık araştırmacısına kadar herkesin bu dönüşüme katkı sunabileceği bir dönem başlıyor.