Türkiye raylı sistemler tarihinde yepyeni bir sayfa açılmak üzere. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlutarafından yapılan açıklamalar, ülkenin demiryolu alanındaki iddiasını gözler önüne serdi. TÜRASAŞ’ın geliştirdiği Milli CoCo Tipi Anahat Lokomotifi, sadece teknik kapasitesiyle değil, aynı zamanda yerli mühendislik gücünün geldiği noktayı göstermesi bakımından büyük önem taşıyor.
Bu yeni lokomotif, Türkiye’nin ilk yerli ve milli 6 akslı elektrikli lokomotifi olacak. Üstelik yalnızca elektrikli değil, aynı zamanda dizel elektrikli versiyonu da sınıfının en güçlü örneklerinden biri olarak tasarlanıyor. Proje, demiryolu taşımacılığında dışa bağımlılığı azaltmanın yanı sıra, sanayi altyapısını güçlendirecek modüler bir üretim anlayışınıda beraberinde getiriyor.
7,2 megavatlık güç: raylar bu kez türk mühendisliğini taşıyacak
Projenin teknik detayları dikkat çekici. Elektrikli versiyon, 7,2 megavatlık hedef gücüyle dikkat çekerken; dizel elektrikli versiyon ise tam 3.750 beygir gücünde olacak. Bu da onu, sınıfının en güçlüsü yapacak nitelikte. TÜRASAŞ mühendisleri, bu seviyeye ulaşabilmek için E-5000 projesinden edindikleri tüm teknik deneyimi bu yeni lokomotifin kalbine aktarıyor.
Boji ve şasi gibi alt aksamların modüler şekilde tasarlanması, hem üretim süresini kısaltacak hem de maliyeti düşürecek. Ayrıca aynı ürün ailesi kullanılarak, yedek parça çeşitliliği minimum seviyeye indirilecek. Bu, hem lojistik yönetimini kolaylaştıracak hem de bakım maliyetlerini azaltacak bir strateji olarak öne çıkıyor.
raylı sistemlerde milli dönüşüm: hedef ihracat ve küresel rekabet
Türkiye, bu proje ile sadece kendi ihtiyacını karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda uluslararası pazarlarda da rekabetçi bir oyuncu haline gelmeyi hedefliyor. Yerli ve milli üretimin teşvikiyle birlikte raylı sistemler endüstrisinde dışa bağımlılık büyük ölçüde azalacak.
TÜRASAŞ’ın geliştirdiği bu lokomotifin ihracat potansiyeli de oldukça yüksek. Özellikle Orta Doğu, Balkanlar ve Türk Cumhuriyetleri gibi bölgelerde, yüksek performanslı ve uygun maliyetli yerli üretim çözümleri büyük ilgi görebilir.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin sanayi, ulaşım ve teknoloji politikalarının kesişim noktasında stratejik bir başarıya imza attığını gösteriyor. Yıllardır konuşulan “yerlileşme” ve “millileşme” hedefleri, artık raylara taşınmış durumda.