Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Proba-3 görevi kapsamında ilk kez uzayda yapay bir güneş tutulması oluşturmayı başardı. Birbirine milimetrik hassasiyetle konumlanan iki uydu sayesinde altı saate kadar sürebilen bu yapay tutulmalar, Güneş'in dış atmosferi olan koronanın detaylı gözlemi için çığır açıcı bir fırsat sunuyor.
Güneş’in Gizli Katmanlarına Erişim
Doğal güneş tutulmaları, Dünya yüzeyinde ortalama 18 ayda bir görülüyor ve yalnızca birkaç dakika sürüyor. Bu da Güneş’in gizemli atmosfer tabakası olan korona üzerinde araştırma yapmayı zorlaştırıyor. ESA, bu kısıtı aşmak için yaklaşık 200 milyon avro bütçeyle Proba-3 görevini 2024’te başlattı.
Görev, birbirinden yaklaşık 150 metre uzaklıkta uçan iki uyduyla yürütülüyor:
Occulter: Ay gibi davranarak ışığı engelliyor
Coronagraph: Gölge alanından Güneş'in koronasını gözlemliyor
Her biri bir çamaşır makinesi boyutunda olan uydular, Dünya çevresinde oldukça eliptik bir yörünge izliyor ve aralarındaki mesafeyi yalnızca bir milimetre hata payı ile koruyor. Bu hassas hizalanma sayesinde 8 cm genişliğinde yapay bir gölge oluşturulabiliyor ve bu gölge, gözlem açıklığına tam olarak denk geliyor.
Her 20 Saatte Bir, 6 Saatlik Tutulma
Proba-3’ün en dikkat çekici özelliği, bu yapay tutulmayı her 19,6 saatlik yörünge döngüsünde yaklaşık 6 saate kadar sürdürebilmesi. Bu süre, doğal tutulmaların süresini katbekat aşarak bilim insanlarına daha önce eşi görülmemiş bir gözlem alanı sunuyor.
Tutulma sırasında Güneş’in farklı dalga boylarında yaydığı ışıklar daha net ve parazitsiz gözlemlenebiliyor. Bu da Güneş rüzgarları, taçküre kütle atımları ve korona sıcaklık değişimleri gibi dinamik süreçlerin daha iyi anlaşılmasına olanak tanıyor.
Dijital Tutulmalar ve Güneş Fırtınası Tahminleri
Proba-3, yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda pratik amaçlar için de büyük önem taşıyor. Elde edilecek verilerle geliştirilecek bilgisayar modelleri sayesinde:
Koronal yapıların dijital simülasyonları oluşturulabilecek
Güneş kaynaklı jeomanyetik fırtınalar daha isabetli tahmin edilebilecek
İletişim ağları ve elektrik altyapısı için erken uyarı sistemleri geliştirilebilecek
ESA, bu projeyi hem bilimsel keşif hem de teknolojik inovasyon anlamında "güneşi anlamak için uzayda açılmış bir pencere" olarak tanımlıyor.