ABD'de Yapay Zekâ Kaynaklı İşten Çıkarma Krizi Derinleşiyor
ABD merkezli danışmanlık firması Challenger, Gray & Christmas tarafından yayımlanan son rapor, 2024 yılı Temmuz ayında sadece yapay zekâ (AI) nedeniyle 10.000’den fazla çalışanın işini kaybettiğini ortaya koydu. Firma, üretken yapay zekâ araçlarının hızla benimsenmesinin, bu yıl yaşanan toplu işten çıkarmaların ilk beş nedeni arasında yer aldığını vurguluyor.
Yapay zekâ işten çıkarmalarda belirleyici bir faktör haline gelirken, özel sektörde yaşanan toplam iş kaybı 806 bini aşmış durumda. Bu rakam, COVID-19 pandemisinin zirve yaptığı 2020 yılından bu yana en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti. Özellikle teknoloji sektörü, bu gelişmelerden en sert şekilde etkilenen alanlardan biri oldu.
Teknoloji Sektörü Yüzde 36 Oranında İş Gücü Kaybı Yaşadı
Temmuz ayı verilerine göre, teknoloji sektöründe 89 binin üzerinde kişi işten çıkarıldı. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36’lık bir artış anlamına geliyor. En dikkat çeken nokta ise, bu işten çıkarmaların en az 27 bininin doğrudan yapay zekâ kullanımına bağlanmış olması.
Üretken yapay zekâ modelleri, sadece yazılı içerik üretimi değil, kodlama, müşteri hizmetleri ve veri analizinde de insan gücünün yerini alarak şirketlerin maliyetlerini düşürmelerine yardımcı oluyor. Ancak bu “yardım”, binlerce insan için hayatın kökten değişmesi anlamına geliyor.
Genç Mezunlar ve Giriş Seviyesi Adayları İçin Tehlike Büyüyor
İşten çıkarmalar kadar, yeni işe alımlar da yapay zekâdan derin şekilde etkileniyor. Özellikle iş arayan üniversite mezunu gençler, dijital dönüşümün altında ezilmeye başladı. Kariyer platformu Handshake verilerine göre, yeni mezunların başvurabileceği giriş seviyesi pozisyonların sayısı %15 azaldı. Aynı dönemde iş ilanlarında “AI” ifadesinin geçme oranı %400 arttı.
Bu durum, şirketlerin artık insan yerine yapay zekâ çözümlerine yönelme eğiliminde olduğunu ve işe alım kriterlerinin tamamen değiştiğini ortaya koyuyor. AI bilgisine sahip olmayan adaylar, dijitalleşen iş piyasasında ciddi dezavantajlarla karşı karşıya kalıyor.
Beyaz Yaka Çalışanlar Otomasyonun Hedefinde
Yapay zekâdan yalnızca mavi yaka değil, beyaz yaka çalışanlar da etkileniyor. Birçok büyük şirketin yöneticisi, artık kurumsal pozisyonların da otomasyonla değiştirilebilir hale geldiğini belirtiyor. Amazon CEO’su Andy Jassy, yakın zamanda yaptığı açıklamada, “Yapay zekâ sayesinde verimlilik artacak, bu da istihdamda azalmaya yol açacak” diyerek durumun ciddiyetini gözler önüne serdi.
Ford CEO’su Jim Farley ise daha çarpıcı bir ifadeyle, “ABD’deki beyaz yaka çalışanların yarısı değiştirilecek” dedi. Bu açıklamalar, yapay zekânın artık sadece yardımcı bir araç değil, tam teşekküllü bir ikame sistemi haline geldiğini kanıtlar nitelikte.
Sosyoekonomik Dönüşümün Kaybedeni: İşçi Sınıfı
Yapay zekâ teknolojisi sadece bir yazılım devrimi değil; aynı zamanda derin bir sosyoekonomik dönüşümün habercisi. Bu dönüşümde kazanan teknoloji şirketleri olurken, kaybedenlerin başında iş gücü ve emek sınıfı geliyor.
OpenAI CEO’su Sam Altman gibi isimler, yapay zekânın ilerlemesiyle birlikte çalışmayan insanlara evrensel temel gelir sağlanabileceğini öne sürse de, gerçeklik bu vaatlerden çok uzak. Temmuz ayında AI nedeniyle işini kaybeden on binlerce insan, bu tür “ütopyacı” söylemlerin hayatla ne kadar bağdaşmadığını bizzat deneyimliyor.
Değişen İş Gücü Dinamikleri ve Geleceğe Dair Belirsizlikler
Yapay zekânın yükselişi, sadece mevcut işlerin kaybına değil, aynı zamanda iş gücü yapısının radikal şekilde dönüşmesine neden oluyor. Artık şirketler, işe alım süreçlerinde sadece deneyim ve eğitim değil, teknolojik adaptasyon becerilerini de önceliklendiriyor.
İş dünyası, belki de daha önce hiç olmadığı kadar hızlı bir dönüşüm içerisinde. Bu dönüşümde hazırlıksız yakalanan bireyler, hem maddi hem de psikolojik olarak ciddi zorluklarla karşı karşıya kalabilir. Yapay zekâ çağında ayakta kalmak isteyen bireylerin, teknolojiye ayak uydurmak dışında pek fazla seçeneği kalmıyor.
Yapay Zekâ Çağında İş Hayatı Yeniden Yazılıyor
Görünen o ki, yapay zekâ yalnızca iş süreçlerini değil, bütün bir istihdam yapısını yeniden şekillendiriyor. Bu süreçte insan odaklı çözümler, eğitim reformları ve sosyal politikalar her zamankinden daha önemli hale geliyor. Aksi halde, iş dünyasının geleceği sadece algoritmaların insafına bırakılmış olacak.