İstanbul
Kapalı
6°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi ​Türk savunma sanayinin kurucusu Nuri Killigil'in adı Haliç'te yaşayacak

​Türk savunma sanayinin kurucusu Nuri Killigil'in adı Haliç'te yaşayacak

Kafkas İslam Ordusu komutanı, milli savunma sanayi alanındaki ilk özel sektör temsilcisi Nuri Killigil adına yapılan park ve anıtın açılışı yapıldı.

15 Eylül 1918'de Bakü'yü Ermeni- Bolşevik işgalinden kurtaran Killigil'in adını taşıyan park ve anıt Sütlüce'de açıldı.

Açılış öncesi, Killigil ve arkadaşlarının Edirnekapı Şehitliğinde bulunan mezarları başında Kuran-ı Kerim okundu.

Parkın açılış konuşmasını yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kütüphane ve Müzeler Müdürü Ramazan Minder, Nuri Killigil'in askeri başarılarından ve savunma sanayisi konusunda yaptığı çalışmalardan bahsetti.

Birinci dünya savaşının sonunda Bolşevik ve Ermeni askerlerinin Azerbaycan'a saldırdığını, Osmanlı'nın buna sessiz kalmadığını ve müdahale ettiğini belirten Minder, şöyle konuştu:

"Osmanlı, Kafkas İslam Ordusunu kurdu ve başına Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa'yı atadı. Kafkas İslam Ordusu 25 Mayıs'ta Gence'ye girdi. Hedef Bakü'yü kurtarmaktı. 26 Ağustos'ta Rus, Ermeni ve İngilizlere karşı kesin bir zafer kazanıldı. 14 Eylül sabahı saat 02.00 de Bakü'nün kurtuluş harekatı başlatıldı ve Kafkas İslam Ordusu 15 Eylül'de Bakü'ye girdi. Bu savaşta bin 130 askerimiz vatan için şehit düştü. Azerbaycan halkı bu kahraman orduyu ve onun kumandanı Nuri Paşa'yı hiç unutmadı. Bizler de bu kahramanları unutmamak için bugün buradayız. Uzun zaman tarihimizin birçok kahramanlarını ve kahramanlık destanlarını unuttuğumuz gibi Kafkas İslam Ordusunu ve Nuri Paşa'yı unutmuştuk. Ta ki araştırmacı yazar Atilla Oral'ın Nuri Killigil kitabını yazmasına kadar."

Killigil'in savunma sanayisine katkılarına da değinen Minder, "Bugün toplandığımız bu parkın yerinde paşaya ait mühimmat fabrikası vardı. Bu fabrikada üretilen mühimmat Türk Ordusu tarafından kullanıldığı gibi yurtdışına da ihraç ediyordu. Arap - İsrail savaşında, Araplara ve Filistinlilere buradan mühimmat sevk edildi." dedi.

1949'da fabrikada çıkan patlamada Killigil ile birlikte 6'sı itfaiyeci 28 kişinin yaşamını yitirdiğini dile getiren Minder, "Bu patlamayla sadece Nuri Paşa ortadan kaldırılmadı aynı zamanda kuruluş aşamasında olan Türk savunma sanayii de büyük darbe aldı. Nuri Demirağ'ın uçak fabrikası, Nuri Killigil'in mühimmat ve silah fabrikası bugün devam edebilmiş olsaydı Türkiye bugün için çok daha ileri bir noktada olacaktı." diye konuştu.

Arzu Enver Eroğan, “Nuri Paşa’ya borçluyuz”

Enver Paşa'nın torunu Arzu Enver Eroğan ise “İlk bağımsız Türk Cumhuriyeti olan Azerbaycan bayrağında ay yıldız hala yer alıyorsa ve Anadolu Türklüğü ile Azerbaycan Türklüğü arasındaki sağlam köprü halen bozulmadıysa bugün anıtı önünde bulunduğumuz Osmanlı’nın son zaferini bizlere armağan etmiş olan Nuri Paşa’ya borçluyuz” dedi.

Eroğan’ın konuşması şöyle:

“Nuri Paşa’nın 1909’da başlayan askerlik mesleği ile ilgili hayatı önder sanayicilik geçmişi ve başarıları. Türklüğe, Azerbaycan’a ve Türkiye Cumhuriyeti’ne faydalı ve önemli faaliyetlerinin diğer konuşmacılar ve araştırmacılar tarafından belirtilmesinin daha manalı olduğunu düşünüyorum. Ancak şunu söylemeliyim ki; Büyük Cihan Harbi neticesi ve Mondros Ateşkes Antlaşması arifesinde olağanüstü gayret ile oluşturulan ve komutası altında olan Kafkas İslam Ordusu ile birlikte Azerbaycan’ı çetin çarpışmalar neticesi Sovyet, Rus ve Ermeni işgalinden kurtarıp İngiliz birliklerini de ülke dışına çıkartması neticesi kurulan ilk bağımsız Türk Cumhuriyeti olan Azerbaycan bayrağında ay yıldız hala yer alıyorsa ve Anadolu Türklüğü ile Azerbaycan Türklüğü arasındaki sağlam köprü hala bozulmadı ise, işte bugün anıtı önünde bulunduğumuz, Osmanlının son zaferini bizlere armağan etmiş olan Nuri Paşa merhuma borçluyuz. Fabrikasının havaya uçurulması ve hala da aydınlatılamamış olan büyük felaket neticesi vefat eden Nuri Paşa hatırasına bu mevkiye anıt yerleştirilmesi ve bu parka merhumun isminin verilmesi için gayet mütevazi ve sesiz bir şekilde çaba sarf eden geçen yıl bugünde merhumların kabristanın onarımını temin ederek bizleri buluşturan Sayın Atilla Oral, Sayın Ramazan Minder ve bu zor uğraşlarında kendilerine desteklerini esirgemeyen muhteremlere ve Büyükşehir Belediyemiz muhterem meclis azalarına, muhterem Belediye Başkanımıza ve mesai arkadaşlarına ve bugün burada bulunan muhterem Haziruna minnettar ve müteşekkiriz. Aile büyüğümüze göstermiş oldukları saygı ve minnet duygularının yanı sıra bu rikkatli girişimin uzun bir dönem süresince, kısmen silinen milletimizin toplumsal hafızasının uyarılmasının temini açısından da çok önemsediğimizden tebrik ve teşekkür ediyoruz. Milli Mücadele’ye büyük katkılarından dolayı da Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklal Madalyası’na layık görülen Nuri Paşa ve neslinin hiçbir istisnaya tabii tutulmaksızın, objektif tarih bilgilendirmesi neticesi; bilinmesi ve tanınması nesillerimizin zaten köklerinde olan özgüvene tekrar kavuşarak başarılarını ve milletimizin layık olduğu mükemmel geleceği daha da iyi inşa edebilmelerini temin edecektir. Nuri Paşa’nın, amcası Halil Paşa’nın ve ağabeyi Enver Paşa’nın bahsedilen ve inşallah daha da bahsedilecek müspet ve milletimize büyük katkıları olan, ömrü hayatları boyunca sürdürdükleri faaliyetleri haricinde merhumun aile hayatından da sizlere bahsedeceğim. 1938 yılında çalışmaları başlayan ve 1939 yılında Büyük Millet Meclisin’de oy birliği ile kabul edilen özel kanunun hazırlanmasını babası Ahmet Paşa ile birlikte temin ederek, Enver Paşa’nın çocukları olan halalarım Mahpeyker, Türkan ve babam Ali Enver’in Türkiye’ye dönebilmeleri ve Şerefli Türk Vatandaşlığına kavuşmalarına ve böylece bizlerin de muhterem milletimizin bağrında yaşamamıza imkan sağlamıştır. Çok büyük bir coğrafyada Milliyetperver faaliyetlerde bulunan ağabeyi Enver Paşa’nın tüm evrakı metrukesini tüm tehlikelere rağmen muhafaza ederek ailede kalmasını, dolayısıyla araştırmacılar ve tarihçiler vasıtasıyla, çok önemli bir dönemin nispeten aydınlatılmasını sağlamıştır. Ağabeyinin üç çocuğunu kendi evlatları olarak benimseyip tahsillerini mükemmelen tamamlamalarını sağlayarak baba eksikliğini elinden geldiğince gidermek için çabalamıştır. Şu an üzerinde bulunduğumuz şüheda kanı ile sulanmış ve ceddim Fatih Sultan Mehmet Han tarafından bizlere armağan bu toprakta vatan ve millet ve din için şehit düşen ve maalesef hala da düşmekte olan muhterem şehitlerimizin hatıraları önünde hürmet ile eğiliyor ve kendileri için rahmetler niyaz ediyorum.”

Açılış törenine Azerbaycan Kültür Derneği üyeleri ve vatandaşlar katıldı.