Çin Silahlarıyla Gerilim Tırmanıyor: SH-15’ler Sınırda
Pakistan ve Hindistan arasında Keşmir bölgesinde tırmanan gerilim, sınır hattında askeri hareketliliği artırdı. Pakistan Ordusu, Çin yapımı SH-15 155 mm kundağı motorlu obüslerini Hindistan sınırına 80 kilometre mesafedeki bölgelerde konuşlandırarak dikkat çekici bir adım attı .
SH-15 Obüsleri: Modern Savaşın Yeni Aktörü
SH-15 obüsleri, 155 mm/52 kalibre topa sahip, yüksek mobilite ve ateş gücü sunan modern bir topçu sistemidir. Çin'in Norinco firması tarafından üretilen bu sistem, 53 kilometreye kadar menzile ulaşabilen roket destekli mühimmat kullanabiliyor. Yarı otomatik yükleme sistemi ve entegre ateş kontrol teknolojisi sayesinde, dakikada 4 ila 6 atış yapabiliyor .
Pakistan, 2019 yılında 236 adet SH-15 obüsü siparişi vererek topçu modernizasyonunda önemli bir adım atmıştı. Bu sistemler, NATO standardı mühimmatlarla uyumlu olup, yüksek hassasiyetli atış kabiliyeti sunuyor.
Sınırda Artan Gerilim ve Askeri Hareketlilik
Son günlerde, Pakistan ve Hindistan arasındaki sınır hattında karşılıklı topçu atışları ve insansız hava aracı (İHA) saldırıları yaşanıyor. Hindistan ordusu, Pakistan'ın Kontrol Hattı boyunca çok sayıda saldırı düzenlediğini açıklarken, Pakistan tarafı bu iddiaları reddediyor .
Pakistan ordusu, Hindistan'a ait 5 savaş uçağını ve 25 Harop İHA'sını düşürdüğünü iddia etti . Hindistan ise bu iddiaları doğrulamadı. Her iki taraf da sınır bölgelerinde askeri varlıklarını artırarak olası bir çatışmaya hazırlık yapıyor.
Uluslararası Toplumdan İtidal Çağrısı
İki nükleer güç arasında artan gerilim, uluslararası toplumda endişe yaratıyor. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, taraflara itidal çağrısında bulunarak, diplomatik yollarla çözüm arayışına girilmesini öneriyor.
Pakistan'ın SH-15 obüslerini sınır hattına konuşlandırması, bölgedeki askeri dengeleri değiştirebilecek bir hamle olarak değerlendiriliyor. Bu gelişmeler, Keşmir bölgesindeki uzun süredir devam eden anlaşmazlığın yeniden sıcak çatışmalara dönüşme riskini artırıyor.
Tarafların, askeri eylemler yerine diplomatik çözümlere yönelmesi, bölgedeki barış ve istikrar için hayati önem taşıyor.