İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Kuzey Makedonya'daki Yörükler 6 asırdır kimliklerini ve kültürlerini koruyor

Kuzey Makedonya'daki Yörükler 6 asırdır kimliklerini ve kültürlerini koruyor

Osmanlı Devleti'nin Balkanları fethiyle Kuzey Makedonya'da Üsküp ve civarına yerleştirilen Yörükler, aradan geçen yüzyıllara rağmen Anadolu'yu andıran geleneksel yaşam tarzlarıyla dikkati çekiyor.

Yaşanan birçok göçe, savaşlara rağmen bu toprakları terk etmeyen Yörükler, kimliklerini ve kültürlerini koruyarak, Türkiye Türkçesiyle konuşuyor, halen gelenek ve adetlerini devam ettiriyor.

Günlük yaşamlarında kendi aralarında "fistan" dedikleri renkli elbiseler giyinen Yörükler, aile yapılarına oldukça önem veriyor. Kızlarını kendilerine yabancı insanlarla (Makedon, Arnavut, Sırp) evlendirmiyor, geçimlerini ise genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşarak sağlıyorlar.

"İnsanlar değişmedi ama bazı adetler değişti"

Doğu Makedonya'nın Radoviş Belediyesi'ne bağlı Kocali köyünden 69 yaşındaki Feyziye Demirova, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğma, büyüme Makedonyalı olduğunu ve burada aile kurduğunu belirterek, "Burada yaşıyoruz, toprak işçisiyiz. Yağmur yağarsa bereket oluyor, yağmazsa ne kadar çıkarsa onunla yetiniyoruz. Buna da bin şükür." dedi.

Demirova, doğup büyüdüğü toprakları sevdiğini dile getirerek, "Biz alışmışız Balkanlar'a. Güvercini tutup kafese kapatmışlar, 'vatan vatan' diye bağırmış. Bizi de kafese kapatsalar, biz yine Balkan ahalisiyiz, orada kapalı (İstanbul'da) duramayız. Buralara alışığız." diye konuştu.

Yaklaşık 30 yıldır günlük yaşamlarında yaz, kış kullandıkları renkli fistan kumaşlarının Eminönü'nden geldiğini belirten Demirova, genç, yaşlı bölgede herkesin rahat olması bakımından bu kıyafetleri kullandığını dile getirdi.

Demirova, düğün adetlerine de değinerek, şunları anlattı:

"İnsanlar değişmedi ama bazı adetler değişti. Bizim zamanımızdaki ile şimdi görücüler aynı ama düğünler çalgıyla değil, eskiden davul, zurnaylaydı. Beygire bindirirler, gelini alırlardı. Ama düğünlerimiz, geleneklerimiz, göreneklerimiz kaybolmuş değil, aynı devam ediyor. Urbamız yine aynı. Gelinlere yine aynı kendi yöresel elbiselerimizden giydiririz. Gömlek, don, hırka, takke, yağlık ve fıtta deriz. Sonraları gelinlik çıktı. Evvelden (düğün zamanı) ekmek vermek de vardı. Pazartesiden başlardı oğlanın evine yük (çeyiz) götürürlerdi. Gelin, damat bohçaları değiş, tokuş yapılırdı. (gelir, giderdi) O adet bitti."

Makedonya'da yaşamalarına rağmen Makedoncayı bilmediklerini, sadece Türkçe okuyup, yazıklarını söyleyen Feyziye Demirova, "Makedonya hakkında bilgileri, (buradaki olayları da) Türk televizyon kanallarından öğreniyoruz. Onlardan haberleri duyuyoruz. Makedonca bilmiyoruz. Türk dizilerinin hepsini izliyoruz. Master Chef'i hiç kaçırmayız. Onlardan tarif öğreniyoruz." dedi.

"Bugün sadece düğün var, çeyiz serme falan yok, o adetler bitti"

Kocali köyünden 80 yaşındaki Fatime Amedova da eskiden düğünlerde keşkek, börek, helva yapıldığını ve halen de bu adetin devam ettiğini, düğünlerde ayrıca çorba, kuru fasülye gibi yemeklerin ikram edildiğini aktardı.

86 yaşındaki Ayşe Dervişeva, eskiden bir hafta düğün yaptıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Pazartesi geline kına vurmaya giderdik. Çarşamba yine davul çıkarmaya kasabaya giderlerdi. Davulcular gelir, kına gecesi yapılırdı evlerde. Perşembe yine atlara biner, gelini almaya giderdik. Gelin aldıktan sonra o sabah yine davullar çalar, dünürler kaynanasına giderdi. Davul, zurnalar vardı. Şimdi başka çalgılar. Eskiden çeyiz serme de vardı. Bugün sadece düğün var, çeyiz serme falan yok, o adetler bitti. Eskiden çok yapardık."

"Türkiye olmasa, bizim işimiz güç olur burada"

Alikoç köyünden 92 yaşındaki Mümün Aliov ise beş kuşaktır Makedonya'da olduklarını, kızlarının, torunlarının da halen burada yaşadığını ve Türkiye'yi çok sevdiğini söyledi.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) Yörük Türklerine verdiği hizmet ve desteklerden bahsederek, minnettar olduğunu ifade eden Aliov, "Türkiye bizim temelimiz. Türkiye olmasa, bizim işimiz güç olur burada. Türkiye bizim sağ kolumuz. Türkiye bizim babamız." dedi.