İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Sındırgılı saraç Nurettin usta, dede yadigarı mesleğini 51 yıldır sürdürüyor

Sındırgılı saraç Nurettin usta, dede yadigarı mesleğini 51 yıldır sürdürüyor

Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde yaşayan 76 yaşındaki Nurettin Yılmazer, dedesinden kalma dükkanında saraçlık mesleğini sürdürmeye çalışıyor.

Bulgaristan'ın Kırcaali kentinde 1946 yılında dünyaya gelen Yılmazer, ailesinin yıllar önce yerleştiği Sındırgı'da dedesinden ve babasından kendisine miras kalan saraçlık mesleğini 51 senedir yapıyor.

Motorlu taşıtların az olduğu dönemde araba koşumları, binek veya çeki at takımlarını dükkanında yapan Yılmazer, şimdilerde ise daha çok traktör ve kamyon brandası ile kamp çadırları dikip çoban torbası ve köpek tasması üretiyor.

Nurettin Yılmazer, eskiden at ve eşek arabalarının çok olması dolayısıyla işlerinin çok yoğun olduğunu söyledi.

Şu anda mesleğin zor durumda olduğunu belirten Yılmazer, "Bizim bu işimiz o zaman çok önemli ve çok hızlıydı. Çok çalışıyorduk, şükürler olsun o sayede de 3 çocuğumuza üniversite okuttuk. Bugün olsa onu başaramazdım." diye konuştu.

"Şu anda elimizde 1 tane hamut var, 2 senedir satılmıyor"
Yılmazer, 1951 yılından bu yana açık olan dede mirası iş yerinin depo ile birlikte 52 metrekare olduğunu ve eskiden burada 5 kişinin çalıştığını dile getirdi.

Diyarbakır, Adana, Kırklareli, Balıkesir gibi kentlere haftada 50-100 ürün gönderdiklerini anlatan Yılmazer, "O zaman hayvancılık da boldu ama şimdi o kadar yok artık. Şu anda elimizde 1 tane hamut (araba koşumunda atların boynuna geçirilen çember) var, 2 senedir satılmıyor." dedi.

Yılmazer, artık mesleğini hobi olarak yaptığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Çok şükür emekliyiz, çocuklarımızı yetiştirdik. Benden sonra bu mesleği yapacak olan kimse yok. Dükkanı kapatacağız, benim de yaşım 76'ya geldi. Çırak yetişmiyor. Yanımıza çırak olarak gelen çocuk bile aylığım kaç para olacak diye soruyor. Yani insanlar artık paraya tamah etmiş durumdalar, sanat hiç akıllarında bile yok yani. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerin ölmemesi, yaşatılması gerekir. Bizim isteğimiz buralarda yetişecek elemanların en azından sigortasını veya maaşını devlet karşılasın. Bu meslekler ölmesin, yeni elemanlar yetişsin. Bizim mesleklerimiz ileride lazım olabilir."