İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Yaşam Boşanma oranlarında büyük sıçrama: En kritik nedenler ortaya çıktı!

Boşanma oranlarında büyük sıçrama: En kritik nedenler ortaya çıktı!

Son yılların en yüksek boşanma artışı Türkiye’de. Aile yapısındaki çözülme alarm veriyor; uzmanlar riskli partner profilini açıkladı!

Semanur İrgin: Özel haber

Türkiye’de son 10 yılda boşanma oranları belirgin şekilde arttı. Hem boşanan çift sayısı hem de nüfusa göre boşanma hızı yükseliş gösterdi. 2015’ten 2025’e uzanan dönemde artış düzenli olarak devam ederken, resmî veriler bu tabloyu açıkça ortaya koyuyor.

Yıl – Boşanan Çift Sayısı – Kaba Boşanma Hızı (binde)

  • 2015: 131.830 – 1,69
  • 2025: 187.343 – 2,19

Resmî verilere göre 2015–2025 aralığında boşanma sayıları %42 arttı; kaba boşanma hızı ise %30 yükseldi. Bu artış, Türkiye tarihinin en yüksek boşanma oranlarının görüldüğü zaman dilimine tekabül ediyor.

Türkiye'deki boşanma hızı dünya ortalamasının üzerindedir. İşte dünya üzerindeki boşanma hızı:

  • Dünya ortalaması: 1,5–1,6 / 1000 kişi (2022–2025 arası küresel ortalama)
  • OECD ortalaması: ~1,8 / 1000
  • AB ortalaması: ~2,0 / 1000

Türkiye'nin konumu, 2025’te 2,19 ile dünya üzerinde “orta-yüksek” kategoride görünüyor. Aile kurumunun bu kadar önemli olduğu ülkemizde boşanma oranlarının bu kadar artması hayret vericidir.

Uzmanlara göre “Türkiye’de boşanma oranları neden arttı?” sorusunun birçok cevabı vardır. Başlıca sebepler şunlardır:

Toplumsal ve kültürel olarak dönüşmüş bulunmaktayız. Sosyal medyanın etkisiyle eşlerin evlilikten beklentileri değişti: Sadece yuva kurmak istemiyorlar; artık gösterişli bir hayat yaşamak, bunu çekip paylaşmak istiyorlar. Ya da gördükleri gösterişli yaşamları kendilerinde isteyip evliliklerinde mutlu olamıyorlar.

Kadınlar evlilik içerisinde eşleri tarafından şiddete uğrayabiliyor. Bu durumda onların boşanmak istemeleri olasıdır. Belirli bir bilince sahip olan kadınlar evliliklerinde şiddeti kabul etmedikleri için boşanmak istiyorlar.

Aldatma oranı son yıllara göre daha fazla artmış bulunmakta. Eşlerin birbirlerine yaptığı sadakatsizlik, boşanma sebepleri arasında en sık görülen nedenlerden biridir.

Kadınların ekonomik ve sosyal güçlenmesi, mutsuz oldukları evlilikte kalma süresini minimuma düşürüyor. Kadınlar maddi bağımsızlık kazandıkça “mecburiyet evliliği” azaldı. Bu durum, şiddet ve aldatma gören kadınların boşanmasını daha mümkün hâle getirdi.

Mahkeme dosyalarında en sık görülen sebepler ise:

  • Şiddetli geçimsizlik
  • Psikolojik/fiziksel şiddet
  • Aldatma
  • Bağımlılıklar
  • Ailelerin aşırı müdahalesi

Hukuki farkındalık ve boşanma süreçlerinin kolaylaşması da eşlerin evlilik akdine son vermesini kolaylaştırmış durumda.
Bu kadar çok boşanma oranı artmışken insanlar evlilik konusunda seçici olmak istiyorlar. Haklı olarak herkesin eşini seçerken dikkatli olması gerekiyor. İşte bilimsel olarak “evlenilmeyecek insanlar” listesi:

Gottman’ın “Mahşerin Dört Atlısı”: Boşanmayı yıllar önceden tahmin eden 4 davranış:

  • Eleştiri (kişiliğe saldırı): Eleştiriyi fazla kaçırıp kişiliğe kadar saldırı gerçekleştiren insanlar.
  • Savunmacılık (sorumluluk almamak): Sorumluluk almayıp sürekli bir bahane üretip kendini savunan insanlar.
  • Duvar örme (iletişimi kapatmak): İletişime kapalı insanlar.
  • Aşağılama (alay, göz devirmek, küçümseme): En güçlü boşanma habercisi olur; bu bireylerle sağlıklı ilişki mümkün olmaz.

Riskli partner profili: Bu davranışları yoğun gösteren ve değişime kapalı olan kişilerden uzak durulması tavsiye edilir.

Öte yandan şu davranışları gösteren insanlardan da uzak durulmalıdır:

  • Öfke kontrolü olmayan, şiddete eğilimli kişiler (evlilikte değişmesi beklenemez)
  • Alkol/madde/kumar/oyun bağımlılığı olan insanlar
  • Sürekli yalan söyleyen, manipülatif kişiler
  • Sorumluluk almaktan kaçınanlar
  • Aile sınırı olmayan, eşini ailesi karşısında yalnız bırakanlar
  • Çocuk–din–para–şehir gibi ana konularda tamamen zıt olup “zamanla bana göre değişir” denilen profiller

Boşanacağımızı evlenmeden önce %100 öngörmek mümkün değil; fakat bu davranışları sergileyen insanlarla evliliklerin yürümeyeceğine dair güçlü sinyaller vardır.

Erken Uyarı Sinyalleri ise şu şekilde:

  • Partnerinizin tartışmaları hep sert ve hakaretle başlatması
  • Göz devirmesi, küçümseme, alaycılık göstermesi
  • Tartışmada aniden iletişimi kesip günlerce ortadan kaybolması
  • “Abartıyorsun, saçmalıyorsun” diyerek duyguyu küçümsemesi
  • Para konuşulunca tamamen kontrolcü veya tamamen savruk davranması
  • İlk aile krizinde eşini savunmaması, ailesinin yanında onu küçük düşürmesi
  • Gottman Araştırma Merkezi’ne göre özellikle “aşağılama”, ilişkide en güçlü kopuş sinyalidir.

Boşanmalar Nasıl Azalır? sorusunun cevabı ise:

Bireysel Önlemler

  • Kendini tanımak (bağlanma stili, öfke yönetimi, aile travmaları). Bunları tanırsak davranışlarımızı düzenleyebiliriz.
  • Psikolojik destek almaktan çekinmemek; çiftler gerekirse çift terapisine gitmeli.
  • “Kurtarıcı evlilik” hayaline kapılmamak; bir hayattan kaçmak için evlenmemek.

Eş Seçiminde Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Değer uyumu en kritik konudur:
Sorulması ve öğrenilmesi gereken bazı bilgiler:

  • Çocuk (ister mi? Kaç tane?)
  • Hayat tarzı (dini pratikler, sosyal yaşam)
  • Para yönetimi
  • Kariyer/şehir/ülke planı

Karakter ve kişiliği tanımak önemlidir:

  • Empati
  • Sorumluluk alabilme
  • Güven duygusu
  • Kriz yönetimi
  • Kıskançlık seviyesiÖfke ve şiddet çizgisi
  • Küfür, hakaret, itme/kakma, eşya kırma → kırmızı çizgi olmalı.
  • Aile sınırları
  • “Biz mi?” yoksa “Annemler ne der?” mi? Eşlerin önceliği birbirleri olmalıdır.

Arkadaşlık ve yakınlık kurmak önemlidir:

  • Birlikte kahkaha atabiliyor musunuz?
  • Sessizlik bile huzurlu mu?
  • Bu sorulara verilen yanıtlar önemlidir.

Evlilik Öncesi Kısa Kontrol Listesi (Bunlar öğrenilmelidir):

  • Bu evlilik baskıyla mı, istekle mi gündemde?
  • Değerlerimizi konuştuk mu?
  • Para/çocuk/aile/şehir konusunda ortak sayfada mıyız?
  • En az bir büyük krizi sağlıklı çözdük mü?
  • Tartışma stilimiz saygılı mı?
  • Özür dileyip sorumluluk alabildiğimizi gördük mü?

2015–2025 arasında boşanma oranları net biçimde yükseldi. Dünya ortalamasının da üzerinde bir trende sahibiz.
Fakat rakamların arkasında sadece “bozulan aile yapısı” değil; modern beklentiler, bireyselleşme, kadınların güçlenmesi, şiddet ve kötü iletişim döngüsü gibi birçok etken bulunmaktadır.
Sağlam evlilik, artık yalnızca “doğru kişiyi bulmak”tan değil; doğru iletişimi kurup sürdürebilmekten geçmektedir. Krizleri nasıl ve ne kadar yönettiğiniz önemlidir. Sevginin yanında saygı ve güvenin de olması ilişki dinamiğini belirler.