İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Yaşam Dedikoduculara teşekkür

Dedikoduculara teşekkür

Kadınların dedikoducu olduğu ön yargısıyla baktığımız şu dünyada aslında erkeklerin de içinde olduğu insanın ürettiği ve ürettiğini yaymaya çalıştıkça kendisinin de buna inandığı ve kanser olacak, kanser edecek kadar önüne geçilemez bir şeydir dedikodu.

Kadınların dedikoducu olduğu ön yargısıyla baktığımız şu dünyada aslında erkeklerin de içinde olduğu insanın ürettiği ve ürettiğini yaymaya çalıştıkça kendisinin de buna inandığı ve kanser olacak, kanser edecek kadar önüne geçilemez bir şeydir dedikodu.
Örnek olarak kadınlarda sıkça görülen Meme Kanserinin nedenini araştıran bilim adamlarının ilk yol olarak yani kısa yoldan müdahale edip, memeyi bıçak altına yatırırlarken, kanserin asıl bir hücresinin de dedikodu olduğunu hesaba katarlar mı onu da bilmem ..
Evet, özellikle başında bulunduğum stk'da başta olmak üzere bir çok alanda üretilen dedikoduların insanların özel hayatına kadar indirgenip, o hayatı alt/üst eden bir azaba dönüştüğünü de bir insan olarak söyle biliriz.
Ve asıl hedefin böl/parçala/yönet olan yani diğer adı 'ayır, araya uçurum koy ve bitir' olan amacın diğer bir adı da olan dedikodu mekanizmasının tüm hastalıkların başını çekerken bu bataklığı kurutmanın yolunun da yine biz insanlar yaşananlar, yapılmak istenenler ve söylenenlere karşı ortaya koyacağımız sağ duyu ile o dedikodu hastalığının etkisine girip, hastalanmamak için iyi ölçüp, iyi biçmeliyiz.
Ve en önemlisi moral bozan, enerjiyi tüketen dedikoduyu tam tersine çevirerek hayatımızı cehenneme çevirmesine izin vermeden ve en önemlisi tüm dedikodu ve olumsuzluklara karşın direncimiz arttıran güzellikleri arayıp, bulmalıyız.
Bunun yolu da, 'O ele demiş, bu bele demiş' e bakmadan dedikodu mekanzimasına kapılmadan, 'Ben ne yapabilirim, nereden ve nasıl başlarım?' diyerek ve o dedikodulara neden olanları da hesaba katarak yeni bir yol haritası çizip var olanları da terk etmeden, onlarla birlikte ama konuşarak, dinleyerek, anlayarak yolumuza devam etmeliyiz..
Bunun en güzel örneği bu yazıya vesile olan ve bugün ki yazımı da bana yazdıran dedikodulara teslim olmadan yapıldığı iddia edilen dedikodulara inat şu güzelim dünyaya bakarak ve bir çoğumuza ders olacağını umduğum bir konuyu, adice bir dedikoduyu olumluya çevirmemdir.
Kısacası buna yani dedikoduya dokunmamızı sağlayan ve hem de bugün ki yazımı da yazdıran hem o alçak dedikoduculara hem de o dedikoduları duyup içine girdiği atmosferle beni arayana teşekkür ederken, “durmak yok , yola devam “ diyelim mi!..